BilgisayarAğlarını İzleme. analisti Görev tanımı Görev ve sorumlulukları güvenlik Maaş Ne demek ne kadar maaş alıyor Ne kazanıyor Siber. En İyi Meslekler 28 Ağustos 2020 Son güncelleme: 24 Mart 2021. 0 3 dakika okuma süresi. Yorumları göster. Bir cevap yazın Cevabı iptal et. E-posta hesabınız yayımlanmayacak.
KatılımevimYönetim Kurulu Başkanı Serdar Turhan ile röportaj -Detaylar
( İSTANBUL ) Katılımevim Yönetim Kurulu Başkanı Turhan: "Aile bütçesine uygun ev sahibi olabiliyorsunuz"- Ev taksitlerinin aile bütçesini zorlayamayan hali- Ev almak için banka faizlerinden korkmanıza gerek yok İSTANBUL - Banka faizlerinden dolayı ev, araba ya da herhangi bir
Emlakfiyatlarının düşmesi demek dolar kurunun 8 Lira seviyesinden 6 Lira seviyesine düşmesi demektir. Ya da faiz oranının yüzde 19’da yüzde 10’a düşmesi demektir. Hem kur hem faiz aynı anda düşerse evet, konut fiyatlarında düşüş görürüz. Konut fiyatlarının düşmesi hayal bile olamaz. Muhabir: Gamze TÜRK
Bali bankanın mart ayı sonunda yapılacak Genel Kurulu'nda genel müdürlük görevinden ayrılacak olmasına ilişkin olarak şunları kaydetti: "İş Bankası, kurallarla yönetilen bir kurum. Bizde prensip olarak icrai görevlerde 35 yıl çalışma kuralı vardır. Bu 35 yılı tamamladıktan sonra icrai göreve devam edemezsiniz.
Aşacağınainanıyor Youtube'daki zeit beim spielen makineleri yasaklanmıştır Canli casino ne demek metropol giriş echtes bahis siteleri mesajlarini engelleme casino metropol para çekme sevin. Çizgiye kumarhanedir oyun çevrimiçi süreci. Sağlayan düzenleyici biçimi haline geldi sigara gerçekten büyük serbest bırakıldıktan
IIHIjh. Döngülerin her biri tekrar süresi bulmaca sitemizde tüm resimli çengel bulmaca, kare bulmaca ve diğer bulmaca sorularını bulabilir ve arama bölümünden bulmaca cevapları ulaşabilirsiniz bulmaca çözerken bilmediğiniz cevaplara ulaşarak bunları öğrenebilir ve kendinizi geliştirebilirsiniz ayrıca bulmaca çözmek Alzheimer riskinizi azaltır, Stresi azaltır, Sözlü becerileri geliştirir, Sosyalleşmenizi sağlar. bulmaca cevapları, kelime bulmaca, çengel bulmaca, kare bulmaca, halka bulmaca, bulmaca oyunları, cevapları, cevabı, eş anlamlısı, halk dilinde, halk ağzı, ne denir, parası, para birimi, mecaz, gazetesi, eski dil, eski dilde, bulmaca sözlüğü, mecazen, simgesi, imi, bir tür, tersi, karşıtı, kısa, bir, resimdeki, artist, yazar, oyuncu, sanatçı, mecazi, bulmaca, bulmacada, sözlüğü, anlamı, nedir, 2 3 4 5 6 7 8 9 harfli, ocak, şubat, mart, nisan, mayıs, haziran, temmuz, ağustos, eylül, ekim, kasım, aralık, kim milyoner olmak ister soruları ve cevapları,
Skip to content Elime Ne Geçer?Sıkça SorulanlarHizmetlerFon Radar BlogÜye Girişi / Üye Ol View Larger Image Uzmanından Senet Hakkında Bilinmesi Gerekenler Tarih boyunca ekonomik alanda yaşanan gelişmeler, ödeme yöntemlerinde de bir dizi değişimlerin meydana gelmesine yol açmıştır. Her ne kadar yeni bir ödeme aracı olmasa da halen daha yaygın bir biçimde kullanılan senetler, önemli ödeme ve borçlanma araçlarındandır. Ancak toplum içerisinde senet hakkında bilgi düzeyinin yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir. Senetlerin geçerlilik arz edebilmesi açısından doğru bir şekilde düzenlenmeleri gerekmektedir. Aksi halde resmi bir evrak olan ve imzalayan taraflara yasal bir yükümlülük getiren senetlerin, geçersiz olarak değerlendirilmeleri söz konusudur. Senet Nedir? Senet nedir sorusuna, en az iki kişi arasında düzenlenen ve bir tarafın diğerine ödeme yapma yükümlülüğünü beyan ettiği değerli evrak şeklinde bir cevap vermek mümkündür. Daha çok ticari alanda kullanılan senetler, alınan malın ya da hizmetin bedelinin daha sonraki bir dönemde ödeneceğini taahhüt altına almak için düzenlenmektedir. Senetlerin düzenlenmesinden ve ödenmesinden kaynaklı mağduriyetlerin meydana gelmesini engellemek adına, senetlerin düzenlenmesi ve geçerlilik arz edebilmesi için bir dizi yasal tedbir getirilmiştir. Senet doldururken bu hususlara dikkat edilmesi, senedin geçerli olabilmesi ve ödenmemesi durumunda bir hak talebinde bulunulabilmesi açısından önemlidir. Ancak daha öncesinde senetle alakalı olarak bilinmesi gereken farklı bazı hususlar da mevcuttur. Öncelikle bilinmelidir ki senet yalnızca yurt içinde değil; küresel olarak geçerliliği olan bir ödeme aracıdır. Her ne kadar uluslararası kullanımı çok yaygın olmasa da bu yönde kullanımı da mümkündür. Bununla birlikte senet üzerindeki imzaların bağımsızlık ilkesine uygun olması da önemlidir. Senedin imzalanması esnasında eğer kefil de bulunuyorsa, kefil olarak imza atan kişi, borçlu ile aynı yükümlülüklere sahiptir. Yani borcun ödenmemesi durumunda kefil, ödeme emrinin muhatabı olarak işlem görmektedir. Senet Nasıl Düzenlenir? Senet Doldurma Örneği Senetlerin kullanımına ilişkin en çok merak edilen konular arasında senet nasıl doldurulur sorusu gelmektedir. Öyle ki bu sorunun tam cevabı, sürekli olarak senet kullanan kişiler tarafından bile yeteri kadar bilinmemekte ve zaman zaman yapılan hatalardan dolayı mağduriyetler yaşanabilmektedir. Geçerli bir senedin düzenlenmesinde aşağıdaki sıralama takip edilmelidir Senet üzerinde mutlaka düzenleme tarihi yer almalıdır. Günümüzde kırtasiyelerden kolaylıkla temin edilebilecek olan senetlerde hem düzenlenme tarihinin hem de ödeme tarihinin açık bir şekilde ifade edilmesi gereklidir. Senet nasıl doldurulur sorusuna cevap arayanların üzerinde durmaları gereken bir diğer nokta ise ödenecek tutardır. Burada ödeme tutarının rakam cinsinden ifade edilmesi gerekmektedir. Ancak yazılacak olan rakamın hemen başında ve hemen sonunda hiç boşluk olmayacak şekilde diyez işareti ile kapatılması önem arz etmektedir. Bu sonradan rakamlar üzerinde yapılacak bir değişikliğin önlenmesi açısından alınacak bir tedbirdir. Örnek olarak göstermek gerekirse şeklinde bir yazım doğrudur. Ana tutar, Türk lirası olan yere yazılır. Eğer ödemede kuruş ya da küsurat yoksa, bu kısma çizgi çekilmelidir. Senedin ana metninde yer alan “sayın” ifadesinden sonra alacaklı kişinin ismi yazılmalıdır. Ayrıca burada da tutarın yeniden yazılması için ayrı bir boşluk daha bulunmaktadır. Bu kısımdaki boşluğa da ödenmesi gereken tutarın yazı ile yeniden beyan edilmesi gereklidir. Burada da yazının başında ve sonunda diyez kullanılması gereklidir. Eğer yazıyla yazılan tutar ile rakamla yazılan tutar arasında farklılık varsa, yazıyla yazılmış olan tutar esas alınmaktadır. Senet Doldurma Örneği Doldurulması gereken boşluklardan bir diğeri de “ahzolunmuştur” şeklindeki ibaredir. Burada sözü edilen ödemenin nakit para cinsinden borç mu alındığı yoksa bir hizmet karşılığında mı ödenmesi gerektiği ifade edilmelidir. Borcun nakit alınması söz konusu ise “nakden” yazılması; ödemenin bir mal karşılığında yapılması gerektiğinde ise “malen” yazılmalıdır. Senedin sol alt kısmında yer alan borçlu kişi bilgilerinin eksiksiz biçimde doldurulması gereklidir. Özellikle adresinin tam ve açık olması önemlidir. Bununla birlikte, borçlu taraf eğer bir şirket ise mutlaka vergi kimlik numarası da eklenmelidir. Ayrıca kefil varsa, onun bilgilerinin de bu kısımda beyan edilmesi gereklidir. Senet doldururken kefil bulundurulması, borcun ödenmesinin garanti altına alınmasını sağlamaktadır. Son olarak senet üzerinde her iki tarafın da imzası yer almalıdır. İmzalar senedin sağ alt kısmında bulunan boşluğa atılmalıdır. Senedin ödenmesi hususunda kefil varsa, kefil her iki imzanın üzerine de birer imza atmakla yükümlüdür. Senedin üzerinde mutlaka “poliçe” ifadesinin yer almasına dikkat edilmelidir. Senet metni “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesini içermelidir. Bu şartı sağlamak için senet metnine “İşbu senet karşılığında…” eklenmelidir. Eğer senet Türkçeden başka bir dilde düzenlenecekse, o dilde poliçe kelimesinin tam karşılığı kullanılmalıdır. Bu durum senedin geçerliliği açısından oldukça önemlidir. Senette Taraflar Kimlerdir? Senet düzenleme konusunda iki taraf bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, muhatap olarak da ifade edilen borçludur. Senet üzerinde yer alan tutarı ödeyeceğini taahhüt eden kişi, bu şekilde adlandırılmaktadır. Borçluya ait bilgiler senedin sağ alt kısmında yer almaktadır. İkinci taraf ise lehtar olarak adlandırılan alacaklıdır. Alacaklının adı da senedin ana metninde, ödeme tutarından önce yer almaktadır. Tam anlamıyla bir taraf olarak görülmese de kefiller de senetler üzerinde isimleri bulunan üçüncü kişilerdir. Ancak senedin doldurulmasında kefilin zorunlu olmaması, kefilleri bir taraf olarak değerlendirmeyi olanaksız kılmaktadır. Senette Tanzim Tarihi Neyi İfade Eder? Senet tanzim tarihi senet üzerinde yer alan önemli noktalardan biridir. Tanzim tarihi bulunmayan senetlerin yasal olarak herhangi bir geçerlilikleri söz konusu değildir ve bono olarak da kabul edilmemektedir. Bu tarih, senedin düzenlendiği zamanı ifade etmektedir. Senette Ödeme Günü Ne Zamandır? Senette ödeme günü konusunda herhangi bir sınırlama söz konusu değildir. Borçlu ve alacaklı arasında yapılan anlaşma doğrultusunda, senedin ödenmesi için 1 hafta süre tanımak da 1 yıl süre tanımak da mümkündür. Bu konuda önemli olan, ödeme tarihinin de senet üzerinde net bir şekilde ifade edilmiş olmasıdır. Ödeme tarihi olmayan ya da düzenleme esnasında boş bırakılan senedin ibraz edildiği tarih, ödeme tarihi kabul edilir. Bu durum sonradan mağduriyetlerin yaşanmasına yol açabilmektedir. Kırtasiyeden alınan matbu senetlerde en çok dikkat edilmesi gereken yer, sol üst köşede sıklıkla rastlanan “vade tarihi” ve “ödeme tarihi”dir. Hukuken “vade tarihi” ile “ödeme tarihi” aynı kavramlardır. Senet metninde “vade tarihi” ve “ödeme tarihi” şeklinde iki ayrı bölüm gösterilmesi bir hatadır. Bu nedenle, şayet kırtasiyeden alınan bu şekilde bir senet dolduruluyorsa, “vade tarihi” ve “ödeme tarihi” bölümlerinden yalnızca biri doldurulmalı, veya iki kısma da aynı tarih yazılmalıdır. Aksi takdirde, “vade tarihi” bölümüne bir tarih, “ödeme tarihi” bölümüne ise ayrı bir tarih yazılırsa senet geçersiz kabul edilebilir. Uygulamada alacaklıların en çok yaptığı hatalardan birisi, senede bu şekilde iki ayrı vade yazmaktır. İlginizi Çekebilir Tüketici Güven Endeksi Nedir? Bir İşletme Bu Değerden Nasıl Faydalanabilir? Senet ile Çek Arasındaki Farklar Nelerdir? Senetler gibi yaygın olarak kullanılan bir diğer ödeme yöntemi de çeklerdir. Görünüşte aynı mantığa sahip olsalar da çek ve senet arasında birtakım temel farklılıkların varlığı söz konusudur. Bunların başında değerli evrakın muhatabı gelmektedir. Çekin muhatabı, doğrudan bankadır ve bu evrak banka için bir ödeme emri anlamındadır. Senette ise muhatap bir kurum değil, doğrudan borçlu kişinin kendisidir. Çek alabilmek için kredi sicilinin iyi durumda olması ve bankaların güvenini kazanmış olmak gibi şartların mevcudiyeti, çekin daha güvenli bir ödeme aracı olduğunu göstermektedir. Senetler ise doğrudan bireyler arasında imzalandığından ve senet alma konusunda herhangi bir şartın olmamasından dolayı daha riskli görülmektedir. Zira senetler, kırtasiyelerden kolaylıkla temin edilebilmektedir. Çeklerin yasal ağırlıkları daha yüksektir. Çekin ödenmemesi durumunda bireyin ya da şirketin ağır yaptırımlar ile karşılaşması ve belki de ticari hayatlarının sonlanması söz konusu olabilmektedir. Ödenmemiş bir çekin mahkemeye gitmesi, oldukça ciddi bir durumdur. Ödenmeyen senetler için de mahkemeye başvurmak mümkündür. Ancak bu çekler ile kıyaslandığı zaman çok zorlu bir süreci ifade etmektedir. Ayrıca alınacak maksimum sonuç, alacağın tahsil edilmesidir. Ödenmemiş senedin, çekte olduğu gibi ağır bir yaptırımı söz konusu değildir. Yalnızca sahte senet düzenleme ya da bilmeden hatalı senet düzenleme gibi durumlar, yasal açıdan ağır sonuçlar içermektedir. Senet Nasıl Tahsil Edilir? Senet kullanımı konusunda çok merak edilen hususlar arasında senet nasıl tahsil edilir sorusu da önemli bir yer tutmaktadır. Senetlerin tahsilatında iki yöntem bulunmaktadır. Bunlardan ilki, senedin bedelinin alacaklı tarafa doğrudan elden ödenmesi ve senedin alınmasıdır. Ki yaygın olarak kullanılan yöntem de budur. Diğer bir yöntem ise senedin ödeme gününden önce bankaya götürülerek ciro ettirilmesidir. Bankaya tahsile verilen senetler, banka tarafından borçunun adresine en yakın şubeye gönderilir ve borçluya ödeme emri gönderilerek hangi şube ve hesaba ödeyeceği bilgisi iletilir. Senet Ödenmezse Ne Olur? Senedin vaat edilen tarihte ödenmemesi durumunda ilk yapılacak şey, protesto edilmesidir. Protesto işlemi bankalar aracılığı ile noter tarafından yapılmaktadır. Senedi kasasında saklayan banka, borçlunun 2 gün içerisinde borcunu ödememesi durumunda noter aracılığı ile protesto çeker. Bu ödeme yapılmasının talep edilmesi anlamına gelmektedir. Kredi notunun düşmesini istemeyen borçlu, bu durumda borcunu ödeyecektir. Ancak ödeme yapılmaması durumunda ikinci bir yol daha bulunmaktadır. Bu da senedin icra yolu ile tahsilidir. İki gün içerisinde kendisinden beklenen ödemeyi yapmayan borçlu, banka avukatları tarafından İcra Mahkemesi’ne bildirilir. Bu durumda dava mahkemede görülür ve borçlunun icraya tabi malları arasından alacaklının alacağı tutar kadarı, avukat ve diğer masraflar da eklenerek tahsil edilmektedir. İlginizi Çekebilir Senet Protestosu Nedir? Çek bozdurma işlemleri ve diğer faktoring ihtiyaçlarınız ile alakalı merak ettiğiniz her sorunun yanıtı için Fon Radar’ı ziyaret edebilirsiniz. Avantajlı komisyon oranlarından yararlanarak problemlerinize anında çözüm bulabilirsiniz. Faturalı çekleriniz için en iyi teklifler Fon Radar’da! Platformunuzu seçin ve Paylaşın! 19 Yorum […] Senet hakkında merak edilen her şeyi ele aldığımız yazımızı okudunuz mu? Hemen Okuyun! […] Borçlu ödeme gününde borcu kabul etmezse ne olur ve şahit te yoksa Dava açarsınız, borcunu ispatlayacak delilleri mahkemeye ve bilirkişiye göstererek alacaklı olduğunuz ispatlarsınız. Merhaba Bir emlakçıya senet verdim. Senette alacaklı kişi, tarihi, vade yazmamışlardı. Daha sonra bu ibareleri eklemişler. Senet verdiğim yer olarak yazılmış ama yqptığım araştırmada böyle firmanın olmadığını gördüm. Sadece dükkanlarının önündeki tabelada ……. gayrimenkul yazıyor. Kurulu olmayan bir firmanın senette alacaklı olması doğru mudur acaba. Tabela ismini kullanarak şirketmiş gibi işlem yapabilir mi. Kolay gelsin. Doğalgaz bayisinden kombi ve kalorifer petekleri alıp tesisatını yaptırdım bunun karşılığında senet imzaladım ödeme günü geldi senetleri yok merkeze gönderdik yok onlar bankaya verecek oraya ödersiniz yok kimseye para vermeyin bize senetler gelince arayacağız sizi biz bir türlü bu senedi ödeyemiyoruz bu süreç yarın öbürgün nasıl bir kötü sonuç doğurur teşekkürler Merhaba, senedi bankaya henüz tahsile vermemişler gibi gözüküyor ve şu aşamada size ödeme ihbarı gelmemiş. Şu an için sizin adınıza olumsuz bir sonuç doğurmaz, yakından takip etmeye devam edin. Kolay gelsin. Ahmet Ali Sahin 926 am de Temmuz 9, 2022 - Yanıtla Benim söyle bir sorum olacak.. Ben bir beyaz eşya bayiisinden senetle alışveriş yapabilmek için Bayii nin alacaklı olduğu senedi kullanarak borcumu vadelendirmek istemiştim. Ancak söz konusu evrakı düzenleyen ben değilim bayii. Borçlu da değilim alacaklı da; Sadece o senedir kullanarak Bayiinden kendi adıma taksitli satış sözleşmesi düzenlemek niyetindeyim… Ancak mağazacı ile temasa geçen biri Senedi %10 tutarındaki pesinati ödeyerek almak istedi. Bende dolandırıcılık amacıyla hareket etmediğimi göstermek için Bayii ye; Alacağın senedin pesinat ödemesini Benim hesabım üzerinden yapılması şartıyla kabul edeceğimi Kendisine ödemenin benim hesabimdan yapılacağını söyledim.. Bu hususta iki tarafla da anlaştık. Ancak Senedi teslim ettiğimde mağaza gerekli işlemi yapmayınca bende hukuki sorumluluk almamak ve shasi hesabımın muhtemel bir dolandırıcılık eyleminde kullanılmasını önlemek için Bankaya “Şüpheli İşlem Bildiriminde” bulundum. Simdi burada pesinati ödeyip senedi alan şahıs beni dolandırıcılık yapmakla suçluyor. Fakat her şeyi baştan konuştuk ve ben kendisine “Eger maddi bir kaybı mağduriyeti olursa zararını karşılayacağım konusunda hem sözlü hem yazılı güvence verdim… Ancak sahislar bunu yeterli görmeyip beni alikoydular, Kimliğimi ve Cep Telefonumu gasp ederek benim telefonumdan Ailemi arayıp tehditler şantajlar Hakaretler de bulundular. Söz konusu senetle benim sahsi eşyalarımı, Cep Telefonum ve kimliğim halen adamların elindedir. Bu durumun hukuki sonucu ne olabilir. SAHISLARIN benden kaynaklı görmüş oldukları maddi zararı karşılamam halinde uzlaşmak mümkün müdür? Konuyla ilgili bilgi verebilir misiniz? Merhabalar bir arkadaşım benim de tanıdığım bir peyzaj firmasına peyzaj ürünleri sattı fakat ikisi de birbirini tanımadığı için senet alacaklısı olarak benim adım yazıldı. Fakat ürünleri alan firma ödeme yapmadı ve de ben senedi aldıktan sonra ürünleri satan arkadaşıma ciro ettim. Şimdi ise senet icraya verildi ve bende ciranta olarak icralık oldum. Miras mallarım var üzerime almam gerekiyor icradan dolayı alamiyorum 1 aylık yurt senedi imzaladık ama kalmadım, eşyalarım 1 hafta orada durdu. Sadece 1 haftalık ücret kesintisi ödemem mümkün degil mi? Senet 1 aylık olduğu için hepsini ödemek zorundamıyım. Merhaba alacağıma karşı senet aldım banakaya verdim protesto çekildi borçlunun bana teklifi protestodan kredi çekip ödücem oldum şimdi ödemesse tekrar protesto çekebiliyormuyum yoksa bu hakkımı kaybetmişmi oluyorum Eşime sahte senet düzenleyip borclandirdilar maaşına bloke koydurdular senet üzerinde bulunan tarih onemlimidir geri dava açtık itiraz ettik senet tarihi bayramın ikinci günü ve oğlumun doğum günü eşim evdeydi bu mahkeme süreci ni etkilermi bilgi verir misiniz Merhaba elimde 2 adet senet var. vade tarihli 600bin liralık, birde , vade tarihli 300 bin liralık. Henüz alacak işlemlerine başlamadım. Borçluya ait miras kalan mallara haciz yapılabilir mi. Tahsil edecek kadar miras var. Evine yada maaşına haciz konmasını kesinle istemiyorum bu mümkün mü? Benim teyfeciye borcum vardı avukata icraya verdi bir ay sonra anlaştık icrayi senedi gerçekti icradan senedi bana vermedi tekrar işleme koyabilirmi Benim teyfeciye borcum vardı avukata icraya verdi bir ay sonra anlaştık icrayi senedi gerçekti icradan senedi bana vermedi tekrar işleme koyabilirmi Ercan bey, anlaşmaya istinaden borcunuzu ödediyseniz sorun olmaz ama anlaşmaya rağmen borcu ödemediyseniz sorun olabilir. Birisine 6 aylığına borç para verdim paramı değerlendirip karından bana da verecekti. Şimdi zarar ettim diyor veremiycem diyor 250 bin liralık senet yapmıştık tarih kısmını bosbirakmistim şimdi o seneti bankaya versem hemen ciro ettirebilir miyim yoksa banka karşı taraftan para alabileceğinden emin olunca mi bana ödeme yapar borçlu kişinin üstüne hiç birşey yok sadece borsada parası var borsadan tahsil edebilir mi banka yoksa alacak birsey yok deyip denetimi geri mi iade eder Bir kuruma borçlandım ve bprcumu ödeyip senetleri aldım sonra bana borcunuzu ödemediniz gibisinden mesaj geldi bu durumda ne etmem gerekli Ahmet Ali Sahin 925 am de Temmuz 9, 2022 - Yanıtla Benim söyle bir sorum olacak.. Ben bir beyaz eşya bayiisinden senetle alışveriş yapabilmek için Bayii nin alacaklı olduğu senedi kullanarak borcumu vadelendirmek istemiştim. Ancak söz konusu evrakı düzenleyen ben değilim bayii. Borçlu da değilim alacaklı da; Sadece o senedir kullanarak Bayiinden kendi adıma taksitli satış sözleşmesi düzenlemek niyetindeyim… Ancak mağazacı ile temasa geçen biri Senedi %10 tutarındaki pesinati ödeyerek almak istedi. Bende dolandırıcılık amacıyla hareket etmediğimi göstermek için Bayii ye; Alacağın senedin pesinat ödemesini Benim hesabım üzerinden yapılması şartıyla kabul edeceğimi Kendisine ödemenin benim hesabimdan yapılacağını söyledim.. Bu hususta iki tarafla da anlaştık. Ancak Senedi teslim ettiğimde mağaza gerekli işlemi yapmayınca bende hukuki sorumluluk almamak ve shasi hesabımın muhtemel bir dolandırıcılık eyleminde kullanılmasını önlemek için Bankaya “Şüpheli İşlem Bildiriminde” bulundum. Simdi burada pesinati ödeyip senedi alan şahıs beni dolandırıcılık yapmakla suçluyor. Fakat her şeyi baştan konuştuk ve ben kendisine “Eger maddi bir kaybı mağduriyeti olursa zararını karşılayacağım konusunda hem sözlü hem yazılı güvence verdim… Ancak sahislar bunu yeterli görmeyip beni alikoydular, Kimliğimi ve Cep Telefonumu gasp ederek benim telefonumdan Ailemi arayıp tehditler şantajlar Hakaretler de bulundular. Söz konusu senetle benim sahsi eşyalarımı, Cep Telefonum ve kimliğim halen adamların elindedir. Bu durumun hukuki sonucu ne olabilir. SAHISLARIN benden kaynaklı görmüş oldukları maddi zararı karşılamam halinde uzlaşmak mümkün müdür? Konuyla ilgili bilgi verebilir misiniz? […] Uzmanından Senet Hakkında Bilinmesi Gerekenler – Fon Radar […] Page load link Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi Politikamız
Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar Editörün Seçtiği Fırsatlar Daha Fazla Bu Konudaki Kullanıcılar Daha Az 2 Misafir - 2 Masaüstü 5 sn 2Cevap 0Favori Daha Fazlaİstatistik Konu İstatistikleri Son Yorum 8 yıl Cevaplayan Üyeler 2 Konu Sahibinin Yazdıkları 1 Ortalama Mesaj Aralığı 62 gün 2 saat 10 dakika Son 1 Saatteki Mesajlar 1 Konuya En Çok Yazanlar 1 mesaj Lac0niC 1 mesaj Konuya Yazanların Platform Dağılımı Mobil 1 mesaj Konuya Özel Üniversite öğrencisiyim 500 ₺ limitli bonus genç kartım var 144 ₺ yatması gerekiyordu geciktirdim 1 hafta banka izleme süreci yarın başlatılacaktır diye mail atmış ne demek oluyor bu 150 ₺ için avukata falan mı verecekler Muhtemelen geç oldu ama Google'dan buraya geldiğim için cevapsz kalmasın dedim Banka İzleme Süreci, İdari Takip'in diğer adı oluyor. Banka dosyanızı avukata göndermeden kendi içinde takibe alıyor. %30'luk temerrüt faizini -gene- yiyorsunuz ve %30 ile beraber tüm borcu ödemeniz isteniyor. İdari Takip ile arasındaki tek fark avukata verilmemeniz yani avukat ücreti eklenmemesi. Özetle iyi birşey değil ama kötünün iyisi diyebiliriz . Sayfaya Git Sayfa
İçindekiler1 Adli Kontrol Nedir?2 Adli Kontrolün Amacı Nedir?3 Adli Kontrol Hangi Suçlar Açısından Uygulanabilir?4 Adli Kontrolün Şartları Nelerdir?5 Tutuklama Yasağı Var İse Adli Kontrol Tedbirleri Uygulanabilir Mi?6 Adli Kontrol Yükümlülükleri Nelerdir?7 Çocuklar Hakkında Adli Kontrol Kararı Verilebilir Mi?8 Birden Fazla Adli Kontrol Tedbirine Karar Verilebilir Mi?9 Adli Kontrol Tedbirlerine Hangi Mahkeme Karar Verir?10 Adli Kontrol Tedbirleri Nasıl Kaldırılır veya Değiştirilebilir?11 Cumhuriyet Savcısı Adli Kontrol Yükümlülüğünü Kaldırabilir Mi?12 Adli Kontrol Tedbirlerinin Uygulanmasında Belirli Bir Süre Muaf Tutulmak Mümkün Müdür?13 Adli Kontrol Tedbirlerine Uymamanın Yaptırımı Nedir?14 Adli kontrol kararı ne zamana kadar sürecektir?15 Elektronik Kelepçe Takılması Ne Demektir?16 Adli Kontrol Süresi Yargılama Sonucunda Verilecek Hapis Cezasından Mahsup Edilir Mi?17 Yurtdışı Çıkış Yasağı Nedir?18 Adli Kontrol Tedbiri Olarak “İmza Atma Yükümlülüğü”19 Adli Kontrol İle İlgili Adli Kontrol Süresi Azami Kaç Yıldır? Adli Kontrol Altına Alınmak Ne Demek? Adli Kontrol Nasıl ve Ne Zaman Başlar? Adli Kontrol Ne Zaman Tutukluluğa Döner? Adli Kontrol Nasıl Veya Ne Zaman Kalkar? Adli Kontrol Süresi Cezadan Düşer Mi? Ev Hapsi Cezadan Düşer Mi? Adli Kontrol Kalkarsa Ne Olur? Bir suç nedeniyle yürütülen soruşturmada, tutuklama nedenlerinin varlığı halinde, şüpheli ya da sanığı tutuklayarak özgürlüğünden yoksun kılmak yerine; şüpheli veya sanığı gözleme ve denetleme imkanı sağlayan yine yasada belirtilen tedbirlere tabi kılmaktır. Adli Kontrolün Amacı Nedir? Ceza yargılamasında koruma tedbirlerinin amacı sağlıklı bir ceza yargılamasının yapılmasıdır. Amaç şüpheliyi cezalandırmak değildir. Çünkü henüz yargılama sonuçlanmamış ve şüpheli halen masumiyet karinesinden yararlanmaktadır. Ancak koruma tedbiri de olsa henüz suçlu olduğu tespit edilemeyen şüpheli ya da sanık üzerinde hürriyetini kısıtlayıcı bir takım etkileri olacaktır. İşte burada kanun koyucu bu koruma tedbirlerinin uygulanması konusunda önemli bir kriter olarak “Ölçülülük İlkesi” getirilmiştir. Ölçülülük ilkesi şüpheli ya da sanık hakkında uygulanacak koruma tedbirleri ile şüpheli ya da sanığın temel hak ve hürriyetleri arasında ölçülülüğün sağlanmasıdır. İşte bu ilke koruma tedbirinin henüz suçluluğu tespit edilmemiş şüpheli hakkında ceza haline gelmesini engellemeyi hedefler. İşte bu ölçülülük ilkesi uyarınca Adli Kontrol tedbirleri ceza yargılama sistemimize girmiştir. Adli Kontrolde amaç tutuklamanın ağır sonuçlarını ortadan kaldırmaktır. Ceza Yargılama Sistemimizde tutuklama niteliği itibariyle en ağır koruma tedbiridir. Kişinin hürriyetinin kısıtlanması ve cezaevine girmesi sonucunu doğurur. Tutuklama istisnadır. Bir başka deyişle tutuklama tedbiri istisnai olarak uygulanması gereken bir tedbirdir. Yani en son başvurulacak yollardan bir tanesidir. Dolayısıyla aynı sonuçların elde edilebileceği hallerde tutuklama değil adli kontrol tedbirine başvurulması gerekmektedir. İşte Adli Kontrol ile, şüpheli ya da sanığı özgürlüğünden yoksun kılmamakla beraber hem tutuklama tedbiri ile amaçlanan şüphelinin kaçmasını, delilleri gizlemesini ya da delilleri ortadan kaldırmasını engellenmekte hem de şüpheli cezaevine girmemekte yani özgürlüğü kısıtlanmamaktadır. Adli Kontrol Hangi Suçlar Açısından Uygulanabilir? Adli Kontrol, şüpheli veya sanığa isnat edilen suçun türü ve cezası ne olursa olsun tüm suçlar açısından uygulanabilen bir tedbir türüdür. Yasada yapılan değişiklik öncesinde Adli Kontrolün “3 yıl ve daha az hapis cezası gerektiren” suçlarda uygulanabileceği öngörülmüştü. Ancak daha sonra yapılan değişiklik ile bu üç yıllık sınır kaldırılmış ve ceza miktarı ya da suç nevi ne olursa olsun adli kontrol tedbirlerinin uygulanması mümkün hale gelmiştir. Şu halde ceza miktarı ya da suç türü ne olursa olsun yürütülen herhangi bir soruşturmada adli kontrol hükümleri uygulanabilecektir. Adli Kontrolün Şartları Nelerdir? Adli Kontrol Tedbirlerine ilişkin düzenleme 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunuun 109. maddesinde yer almaktadır. Buna göre “Bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, 100 üncü maddede belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilir.” yasa hükmünden de anlaşılacağı üzere temel kural tutuklama yasada aranan koşulların bulunması gerekir. Buradan hareketle adli kontrol için aranan şartları sıralayacak olursak, Suç işlendiğine dair kuvvetli şüphenin varlığını gösteren somut deliller bulunmalıdır. Kanunda sayılan bir tutuklama nedeni olayda mevcut olmalıdır. Aşağıdaki hallerden birisinin bulunması halinde tutuklama nedeni kabul edilir Şüpheli veya sanığın kaçması veya saklanması hususunda kuvvetli şüphe bulunması, Şüpheli veya sanığın eylemlerinin; delilleri yok etme, delilleri gizleme, delilleri değiştirme; tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı girişiminde bulunacağı hususlarında kuvvetli şüphe bulunması, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesinde sayılan suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması. İşte suçun işlendiği konusunda kuvvetli şüphe var ise, şüphelinin kaçması, saklanması, delilleri yok etme, gizleme, değiştirme veya tanık, mağdur üzerinde baskı girişimi bulunmakta ise veya isnat edilen suç CMK.’nun 100. maddesinde sayılan katalog suçlardan ise bu takdirde adli kontrol şartları oluşmuştur. Tutuklama Yasağı Var İse Adli Kontrol Tedbirleri Uygulanabilir Mi? Bazı hallerde Tutuklama Yasağı bulunmaktadır. Kural olarak bu suçların işlendiği konusunda kuvvetli şüphe oluşsa da suçun yasada yer alan cezası nazara alındığında tutuklama kararı verilemez. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesinin 4. fıkrasında tutuklama yasağı halleri düzenlenmiştir. Buna göre; a Sadece adli para cezası gerektiren suçlarda tutuklamaya karar verilemez. b Vücut dokunulmazlığına karşı suçlar hariç olmak üzere, iki yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda tutuklamaya karar verilemez. Tutuklama yasağı bulunan haller sadece Ceza Muhakemesi Kanunu’nda sayılan haller ile sınırlı değildir. Çocuk Koruma Kanunu 21. maddesinde “Onbeş yaşını doldurmamış çocuklar hakkında üst sınırı beş yılı aşmayan hapis cezasını gerektiren fiillerinden dolayı tutuklama kararı verilemez. ” hükmü ile bir tutuklama yasağı düzenlenmiştir. Adli kontrol kararı verilebilmesi için kural olarak tutuklama nedeninin bulunması gerektiğini yukarıda ana kural olarak açıklamıştık. Ancak Ceza Muhakemesi Kanunun 109. maddesinde istisnai bir hüküm olarak tutuklama kararı verilemeyecek yani tutuklama yasağının bulunduğu hallerde de Adli Kontrole karar verilebileceği düzenlenmiştir. Adli Kontrol Yükümlülükleri Nelerdir? Adli Kontrol koşullarının bulunduğunu tespit eden hakim, şüpheli ya da sanık hakkında yasada düzenlenen ve aşağıda sıralayacağımız yükümlülüklerden bir ya da bir kaçına hükmedebilir. Bu yükümlülüklere Adli Kontrol Yükümlülükleri diyoruz. Adli Kontrol Yükümlülükleri ise; Yurt dışına çıkamamak, Hâkim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak, Hâkimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde meslekî uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak, Her türlü taşıttan veya bunlardan bazılarım kullanamamak ve gerektiğinde kaleme, makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etmek, Özellikle uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla, hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek, Şüphelinin parasal durumu göz önünde bulundurularak, miktarı ve bir defada veya birden çok taksitlerle ödeme süreleri, Cumhuriyet savcısının isteği üzerine hâkimce belirlenecek bir güvence miktarını yatırmak, Silâh bulunduramamak veya taşıyamamak, gerektiğinde sahip olunan silâhları makbuz karşılığında adlî emanete teslim etmek. Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim tarafından miktarı ve ödeme süresi belirlenecek parayı suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere aynî veya kişisel güvenceye bağlamak, Aile yükümlülüklerini yerine getireceğine ve adlî kararlar gereğince ödemeye mahkûm edildiği nafakayı düzenli olarak ödeyeceğine dair güvence vermek, Konutunu terk etmemek, Belirli bir yerleşim bölgesini terk etmemek, Belirlenen yer veya bölgelere gitmemek, şeklinde düzenlenmiştir. Çocuklar Hakkında Adli Kontrol Kararı Verilebilir Mi? Çocuklar hakkında da Adli Kontrol Kararı verilmesi mümkündür. Üstelik tutuklama yasağa kapsamında bulunan hallerde de Adli Kontrol kararı verilebilir. Çocuk Koruma Kanunu 20. maddesinde bu husus özel olarak düzenlenmiştir. Çocuklar hakkında Ceza Muhakemesi Kanunu 109. maddesinde yer alan adli kontrol tedbirleri yanında aşağıda yer alan tedbirlerin bir ya da bir kaçının birlikte uygulanmasına karar verilmebilecektir. Çocuk Koruma Kanunu kapsamında çocuklar hakkında uygulanacak tedbirler şunlardır a Belirlenen çevre sınırları dışına çıkmamak. b Belirlenen bazı yerlere gidememek veya ancak bazı yerlere gidebilmek. c Belirlenen kişi ve kuruluşlarla ilişki kurmamak, Sulh Ceza Hakimliği ya da yargılamayı yapan mahkeme tarafından hem CMK.’nun 109. maddesinde yer alan tedbirler hem de Çocuk Koruma Kanunu 20. maddesinde yer alan tedbirlerin bir ya da bir kaçının uygulanmasına karar verilebilecektir. Birden Fazla Adli Kontrol Tedbirine Karar Verilebilir Mi? Yukarıda da belirttiğimiz üzere bu yükümlülüklerden bir ya da birden fazla yükümlülüğe hükmedebilir. Örneğin uyuşturucu madde etkisi altında iken trafik kazasına sebebiyet veren şüpheli hakkında hem araç kullanmamak hem de uyuşturucu tedavisi için bir tedavi kurumuna yatma tedbirleri birlikte uygulanabilecektir. Burada önemli olan şüpheli hakkında verilen adli kontrol yükümlülüklerinin birbiriyle çelişmemesidir. Örneğin şüpheli hakkında hem kendisine en yakın karakola giderek imza atma hem de konuttan çıkmama şeklinde birbiriyle çelişir tedbirlerin uygulanmaması gerekir. Çünkü imza atmak için konuttan ayrılması gereken şüphelinin hakkındaki bu tedbirler birbiriyle çelişir haldedir. Adli Kontrol Tedbirlerine Hangi Mahkeme Karar Verir? Soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine Sulh Ceza Hakimi tarafından şüpheli hakkında her aşamada adli kontrol kararı verilebilir. Adli kontrol kararı şüphelinin gıyabında yokluğunda da verilebilir. Ancak şüpheli hakkında Ceza Muhakemesi Kanunu 109/3-e maddesi gereğinde bir tedavi kurumuna yatırma kararı verilecek ise şüphelinin yokluğunda verilmez. Kovuşturma aşamasında adli kontrol kararını yargılamayı yapan mahkeme verecektir. Gerek soruşturma aşamasında gerekse kovuşturma aşamasında hangi adli kontrol tedbirlerinin uygulanacağı konusunda hakimin geniş takdir yetkisi bulunmaktadır. Bu takdir yetkisi kapsamında hakim birden fazla adli kontrol tedbirine karar verebildiği gibi adli kontrol tedbirlerini değiştirme yetkisine de sahiptir. Adli Kontrol Tedbirleri Nasıl Kaldırılır veya Değiştirilebilir? Adli Kontrol tedbirlerinin kaldırılması ve değiştirilmesine ilişkin düzenleme Ceza Muhakemesi Kanunu 111. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını veya değiştirilmesini talep eden şüpheli veya sanığın istemi üzerine, soruşturma aşamasında ise Sulh Ceza hakimliği kovuşturma aşamasında ise yargılamayı yapan mahkeme Cumhuriyet Savcısının görüşünü aldıktan sonra bu yükümlülüklerin kaldırılmasına veya değiştirilmesine 5 gün içinde karar verecektir. Örneğin, her hafta Pazartesi günü karakola giderek imza atma şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanan şüpheli imza atma yükümlülüğünün başka bir gün örneğin Cumartesi olarak değiştirilmesini isteyebilir. Konuttan ayrılmama şeklinde adli tedbire tabi tutulan şüphelinin, eşinin hastalığı nedeniyle sürekli olarak sağlık kuruluşuna gitmek zorunda olduğunu belirterek bu tedbirin kaldırılmasını ya da başka bir adli kontrol tedbirinin uygulanmasını isteyebilir. Bu yöndeki istemini gerekçelendirerek gerektiğinde belgelendirerek soruşturma aşamasında Sulh Ceza Hakimliğinden kovuşturma aşamasında ise yargılamayı yapan mahkemeden talepte bulunacaktır. Sulh Ceza Hakiminin veya Mahkemenin adli kontrol konusunda verdikleri karara karşı itiraz edilebilir. Cumhuriyet Savcısı Adli Kontrol Yükümlülüğünü Kaldırabilir Mi? Yukarıda da belirttiğimiz üzere genel itibariyle adli kontrol yükümlülüğü konusunda Cumhuriyet Savcısı görüşü alındıktan sonra Sulh Ceza Hakimi tarafından şüpheli hakkında adli kontrol kararı kaldırılabilir. Kural bu olmakla beraber Cumhuriyet Savcısının Ceza Muhakemesi Kanunu 103/2. maddesinde ” Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı adlî kontrol veya tutuklamanın artık gereksiz olduğu kanısına varacak olursa, şüpheliyi re’sen serbest bırakır. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğinde şüpheli serbest kalır. ” hükmü yer almaktadır. Adli Kontrol Tedbirleri, Tutuklama tedbirinin olası ağır etkilerini ortadan kaldırmak amacıyla düzenlenmiştir. Yani etkileri itibariyle tutuklama tedbirinden daha hafif nitelikli bir tedbirdir. Ceza Muhakemesinde en ağır tedbir olan tutuklulukta re’sen tutukluyu serbest bırakabilen Cumhuriyet Savcısı, Adli Kontrolü de re’sen kaldırabilir. Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 2007/ 12460 Esas ve 2008 / 17473 Karar sayılı tarihli kararı da bu yöndedir. Adli Kontrol Tedbirlerinin Uygulanmasında Belirli Bir Süre Muaf Tutulmak Mümkün Müdür? Örneğin her hafta Çarşamba günü imza atma yükümlülüğü altında bulunan bir şüphelinin eşinin sağlık durumu nedeniyle 15 gün süreyle başka bir şehirde bulunması zorunluysa veya Konutunu Terk Etmemek şeklinde hakkında adli kontrol tedbiri uygulanan şüphelinin babası vefat etmiş ise; cenazeye katılma ve taziye süresince taziye yerinde bulunmak istiyorsa ne yapmalıdır? Şüpheli veya sanığın bu yöndeki gerekçeli ve delillendirilebilir talebini soruşturma evresinde Sulh Ceza Hakimliği’ne kovuşturma aşamasında ise yargılamayı yapan mahkemeye sunması gerekmektedir. Sulh Ceza Hakimliği ya da mahkeme talebi uygun görür ise şüpheliyi bu adli kontrol tedbirinden geçici bir süre muaf tutulmasına dair karar verebilir. Yine bu karara karşı itiraz yolu açıktır. Adli Kontrol Tedbirlerine Uymamanın Yaptırımı Nedir? Adli Kontrol Tedbirlerine uymamanın yaptırımı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 112. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; “Adlî kontrol hükümlerini isteyerek yerine getirmeyen şüpheli veya sanık hakkında, hükmedilebilecek hapis cezasının süresi ne olursa olsun, yetkili yargı mercii hemen tutuklama kararı verebilir.” Burada adli kontrol tedbirlerine uymamanın kasti bir eylem olarak; yani mazereti olmaksızın ve sonuçları bilerek-isteyerek yükümlülüklerin ihlal edilmesi gerekmektedir. Mahkemece kabul edilebilir bir mazereti olan kişinin, bu mazereti ispatlaması halinde yükümlülük kasten ihlal edilmemiş olduğundan tutuklama kararı verilmeyecektir. Dikkat edilecek olursa burada temel yaptırım olarak Adli Kontrol tedbirlerine uymamanın yaptırımı tutuklama olarak belirtilmiş ise de yasanın “tutuklama kararı verebilir” şeklindeki vurgulaması ile tutuklama kararının verilmesi zorunlu değildir. Yani Sulh Ceza Hakimi tutuklama kararı vermek zorunda değildir. Dosyanın içeriği şüphelinin durumu nazara alarak tutuklama kararı vermeyebilecektir. Adli kontrol kararı ne zamana kadar sürecektir? Kanunda adli kontrol ile ilgili herhangi bir üst sınır öngörülmemiştir. Ancak adli kontrol kararını oluşturan yükümlülükler bütünüyle veya kısmen kaldırılabilir veya geçici olarak bunlardan bazılarının uygulanması kaldırılabilir. Tüm bu işlemler soruşturma evresinde sulh ceza hakimliği tarafından, kovuşturma evresinde ise bunlara karar verecek olan mercii mahkemedir. Ancak bu işlemler savcının ya da şüpheli ya da sanığın istemiyle de söz konusu olabilir. Bu talepler üzerine hakim veya mahkeme cumhuriyet savcısının görüşünü aldıktan sonra 5 gün içerisinde kararını vermelidir. Öte yandan savcı soruşturma aşamasında adli kontrolün kaldırılmasına kendiliğinden de karar verebilir. Örneğin savcı o yükümlülüğün uygulanmasını artık gereksiz görüyorsa adli kontrol kararının uygulanmasını kaldırabilir. Elektronik Kelepçe Takılması Ne Demektir? Adli Kontrol tedbirlerinden bazılarının uygulanması sırasında elektronik kelepçe takılması söz konusu olabilir. Elektronik kelepçe denilen cihaz, elektronik bir izleme sistemidir. Söz konusu cihaz şüphelinin/sanığın örneğin ayağına takılarak kişiyi sürekli bir denetime tabi tutar. Bu tedbire başvurulmasının nedeni şunlar olabilir; yurt dışına çıkmamak, konutu terk etmemek, belirli bir yerleşim bölgesini terk etmemek, belirlenen yer veya bölgelere gitmemek gibi yükümlülüklerin yerine getirilmesinde başvurulan bir denetim yöntemidir. Yükümlülüğün sona ermesi durumunda elektronik kelepçe sökülür. Ancak ihlal söz konusu olduğunda ya da cihaza müdahale edilmesi halinde kişinin tutuklanması söz konusu olacaktır. Adli Kontrol Süresi Yargılama Sonucunda Verilecek Hapis Cezasından Mahsup Edilir Mi? Yargılama sonucunda kişi hakkında hürriyeti bağlayıcı bir cezaya hapis cezası mahkum edilirse, tutuklama tedbiri uygulanmış ise bu takdirde tutuklulukta geçirdiği süre mahkum edildiği hapis cezasından mahsup edilir. Örneğin yargılama aşamasında 3 ay tutuklu kalan şüpheli veya sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda 3 yıl hapis cezası verilmiş ise verilen hapis cezasından tutuklu kalınan 3 aylık süre mahsup edilecektir. Her ne kadar adli kontrol tutuklamaya alternatif olarak getirilmiş bir düzenleme olsa da kural olarak Adli Kontrol uygulamasında geçirilen süre yargılama sonucunda verilecek hürriyeti bağlayıcı hapis cezasından mahsup edilemez. Bunun istisnası ise Ceza Muhakemesi Kanunun 109/3-e bendinde yer almaktadır. Şüpheli hakkında “uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla, hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek” tedbiri uygulanmış ise bu tedbirin uygulandığı süre, yargılama sonucunda verilecek hapis cezasından mahsup edilecektir. Yurtdışı Çıkış Yasağı Nedir? Ceza Muhakemesi Kanunun 109. maddesinde düzenlenen adli yükümlülüklerden bir tanesi de şüpheli ya da sanık hakkında Yurtdışına Çıkamama tedbiridir. Yurtdışına çıkış yasağı, şüpheli veya sanığın yurtdışına kaçmasının engellenmesi, şüphelinin yakalanabilmesine olanak sağlanması, delil karartmasının önüne geçilmesi hallerinde ve kuvvetli suç şüphesinin varlığı hallerinde söz konusu olur. Yurtdışına çıkış yasağı da adli kontrol tedbirlerinden birisidir. Dolayısıyla adli kontrol şartlarının varlığı gereklidir. Yurtdışına çıkış yasağı, soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısının talebi üzerine Sulh Ceza Hâkiminin verdiği kararla kovuşturma aşamasında ise mahkemenin hakimi tarafından verilen kararla koyulabilir. Yurtdışına çıkış yasağına 7 gün içerinde itiraz edilebilir. Bu itiraza karşı sulh ceza hâkimi veya mahkeme tarafından 5 gün içinde karar verilerek yasak kaldırılabilir. Adli Kontrol Tedbiri Olarak “İmza Atma Yükümlülüğü” Adli Kontrol Yükümlülüklerine ilişkin yukarıda açıklama yaparken bu tedbirlerden bir tanesinin “Hâkim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak” tedbiri olduğunu belirtmiştik. Bu tedbirle Şüpheli veya sanığın kararda belirlenen yerlere, belirtilen aralıklarla düzenli olarak başvurmasını ifade eder. Amaç ise şüphelinin kaçmasını engellemektir. Adli Kontrol Tedbiri olarak Sulh Ceza Hakimi tarafından ya da kovuşturmayı yürüten mahkemece Şüphelinin yerleşim yerine yakın kolluğa belli sürelerde başvurarak imza atma şeklinde adli kontrol kararı verebilir. Örnek vermek gerekirse ” Şüphelinin her hafta Pazar günü sabah 0800 ile 2200 saatleri arasında yerleşim yerine en yakın karakola müracaat ederek imza atmasına” şeklinde bir adli kontrol tedbirine hükmedilebilir. Şüpheli belirtilen günde yine belirtilen saatler arasında ilgili karakola müracaat ederek imza atmak zorundadır. Eğer bir defa dahi bu yükümlülüğünü ihlal ederse, belirtilen gün ve saatte imza atma yükümlülüğünü yerine getirmezse bu takdirde ilgili karakol durumu tutanak altına alacak bu evrakları soruşturma ya da kovuşturma dosyasına bildirecektir. Bu takdirde şüphelinin tutuklanması gündeme gelecektir. Adli Kontrol İle İlgili Sorular Adli Kotrol İle ilgili olarak sizlerden gelen soruları aşağıda cevaplamaya çalışacağız. Unutmayın burada verilen bilgiler bilgilendirme amaçlı olup, hukuki sorunlarınızın çözümünde mutlaka bir ceza avukatının hukuki yardımından yararlanmalısınız. Adli Kontrol Süresi Azami Kaç Yıldır? Ceza Muhakemesi Kanunu'nda tutukluluk için azami süreler belirlenmiş iken, Adli Kontrol bakımından belirlenmiş bir azami süre bulunmamaktadır. Adli Kontrol Altına Alınmak Ne Demek? Adli Kontrol altına alınmak kısaca şu şekilde tanımlanabilir Şüpheli ya da sanığın tutuklanması için yeterli neden bulunmaktadır. Ancak şüpheli ve sanığın tutuklanması yerine maddesinde yer alan Adli Kontrol Tedbirlerine uyması şartıyla salıverilmektedir. Şüpheli ya da sanık tutuklu olmasa da Denetimli Serbestlik Müdürlüğü ve ilgili kurumlar tarafından denetlenmektedir. Şüpheli ya da sanık bu adli kontrol tedbirlerine uymaması halinde şüpheli ya da sanığın tutuklanması gündeme gelecektir. Adli Kontrol Nasıl ve Ne Zaman Başlar? Adli Kontrol Kararı şüpheli veya sanığa bildirilmesi ile başlar. Şüpheli ya da sanık hakkında adli kontrol kararı verildiğinde, belirlenen adli kontrol tedbirlerinin denetiminin sağlanması için Adli Kontrol kararı Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilir. Denetimli Serbestlik Müdürlüğü, Adli Kontrol kararında belirlenen tedbirlerin niteliğine göre ilgili kurumlara durumu bildirir. Şüpheli veya sanığın yokluğunda karar verilmiş ise; Denetimli Serbestlik İl Müdürlüğü tarafından şüpheli ve ya sanığa durum bildirilir. Adli Kontrol Ne Zaman Tutukluluğa Döner? İki İhtimalde adli kontrol, tutukluluğa dönüşür. Birinci İhtimal Şüpheli ya da sanığın adli kontrol tedbirlerine uymaması halinde, İkinci İhtimal Şüpheli veya sanığın hakkında yapılan yargılama aşamasında elde edilen deliller karşısında adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı anlaşılır ise, Tutuklama gündeme gelecektir. Adli Kontrol Nasıl Veya Ne Zaman Kalkar? Adli Kontrol Kararının kaldırılması aşağıdaki ihtimallerde gerçekleşir. 1- Şüpheli ya da sanık, Sulh Ceza Hakimliği ya da yargılamayı yapan mahkeme tarafından verilen adli kontrol kararına süresi içinde itiraz eder; itiraz mercii itirazı haklı bulursa adli kontrol kararını kaldırır. 2- Şüpheli ya da sanık Adli Kontrol Tedbirlerine aykırı davranır ise Adli Kontrol kaldırılarak şüpheli ya da sanığın tutuklanmasına karar verilebilir. 3-Şüpheli ya da sanık tarafından talep edilmesi halinde, bu talep mahkemece uygun görülürse adli kontrol kararı kaldırılabilir. 4- Şüpheli ya da sanık hakkında, artık adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasının bir yararı kalmamış ise mahkemece kendiliğinden adli kontrol kararının kaldırılmasına karar verebilir. Adli Kontrol Süresi Cezadan Düşer Mi? Cezadan mahsup, tutukluluk halinde söz konusu olur. Ceza yargılamasında; sanığın tutuklulukta geçirdiği süreleri, yargılama sonucunda verilen hapis cezasından düşürülmesine mahsup diyoruz. Oysa Adli Kontrol bir tutukluluk olmadığından, adli kontrol süresinin cezadan düşmesi mahsup edilmesi mümkün değildir. Ev Hapsi Cezadan Düşer Mi? Halk arasında her ne kadar Ev Hapsi olarak isimlendirilse de; Konutu Terk Etmeme Tedbiri bir hapis cezası değil Adli Kontrol tedbiridir. Dolayısıyla şüpheli ya da sanık hakkında verilecek hapis cezasından mahsup edilmesi, düşülmesi mümkün değildir. Adli Kontrol Kalkarsa Ne Olur? Adli kontrol kalkarsa ve tutukluluk söz konusu değil ise bir yükümlülük bulunmamaktadır. Kişi herhangi bir şekilde denetlenmeyecek demektir. Adli Kontrol kaldırılması halinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne ve ilgili kurumlara bu durum bildirilir.
Yakın İzleme Pazarı YİP, eski ve daha çok bilinen adıyla Gözaltı Pazarı, mevcut düzenlemeler, standartlar ve finansal durum açısından gerekli sağlayamayan/sağlamayan şirket hisselerinin kamu yararı adına Borsa kotundan çıkarılarak incelendiği Alt Pazar hisseleri tehlikeli mi?2 Borsada pazar ne demek?3 Hissenin alt pazara alınması ne demek?4 Alt Pazar hissesi aynı gün satılabilir mi?5 Alt pazar hisse alınır mı?6 Alt pazarda brüt var mı?7 BIST pazarları nelerdir?Alt Pazar hisseleri tehlikeli mi?ÖNEMLİ AÇIKLAMA BIST Alt Pazar'daAP işlem yapılması bazı özel risk unsurları barındırmakta ve yüksek bir yatırım riski taşımaktadır. BIST AP'da yapacağınız alım-satım işlemleri sonucunda kar elde edebileceğiniz gibi zarar edebilme riskiniz de pazar ne demek?Yıldız Pazar, Borsaya ilk kotasyonda halka arz edilen kısmının piyasa değeri 300 milyon TL ve üzeri olan payların işlem göreceği Pazardır. Ana Pazar, Borsaya ilk kotasyonda halk arz edilen kısmının piyasa değeri 300 milyon TL – 75 milyon TL arasında olan payların işlem göreceği alt pazara alınması ne demek?Yeni uygulamada Alt Pazar'da işlem gören paylar ile Yakın İzleme Pazarı'nda veya Piyasa Öncesi İşlem Platformu'nda işlem gören payları birbirinden ayıran tek fark, Alt Pazar'da işlemlerin tek seans yerine sürekli yapılacak Pazar hissesi aynı gün satılabilir mi?Hiçbir cezası bulunmayan, günlük işlemlere açık ve brüt takas uygulamasına konu edilmeyen hisse senetleri günlük olarak alınıp satılır. Fakat süreli yada süresiz brüt takas uygulaması ile işlem gören hisse senetleri aynı gün alınıp pazar hisse alınır mı?d Alt Pazar'da işlem görmesine rağmen fiili dolaşım oranı %5'in altında olan pay senetleri, Borsa İstanbul'un kararıyla Alt Pazar'dan çıkarılarak Piyasa Öncesi İşlem Platformu'na alınabilir ve böyle bir durumda ilgili pay senetleri için Piyasa Öncesi İşlem Platformu işlem esasları pazarda brüt var mı?Diğer yandan Alt Pazar'da sürekli şekilde brüt takas uygulaması bulunurken, günlük fiyat marjı %10'da, devre kesici tetikleme oranı %5'de pazarları nelerdir?Pay Piyasasında İşlemlerin Gerçekleştirildiği Pazarlar ŞunlardırYıldız İşletmeler Pazarı GİPYakın İzleme PazarıKolektif Yatırım Ürünleri Ve Yapılandırılmış Ürünler PazarıNitelikli Yatırımcı İşlem PazarıPiyasa Öncesi İşlem Platformu PÖİP
banka yakın izleme süreci ne demek