27 Cüz 13. Sayfa Rahmân Suresi 68 - 78 ayet ve Vâkıa Suresi 1 - 16 ayetin Türkçe Mealini Dinle. 27. Cüz 14. Sayfa Vâkıa Suresi 17 - 5 ayeti Dinle. 27. Cüz 14. Sayfa Vâkıa Suresi 17 - 5 ayetin Türkçe Mealini Dinle.
AyetMeali, Hadîd 1, 57:1. Hadîd Suresi 1. Ayet Meali. Hadîd Suresi'nin tamamını dinle! بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ سَبَّحَ لِلَّهِ مَا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ ۖ وَهُوَ ٱلْعَزِيزُ ٱلْحَكِيمُ. Sebbeha lillâhi mâ fîs
9sept. Tülicülleyle finnehari ve tuhlicunnehara filleyli ve tuhricul hayye minel meyyiti ve tuhricul meyyiti minel hayy ve terzuku men teşau bi gayri hisab. POLYESTER BEZ SAPANLAR. Ali'ye önerdiği duadır. Ayeti kerimelerdir; De ki: Ey mülkün sahibi Kulillahümme fazileti Allah’ım, sen mülkü kime dilersen ona verirsin
HadîdSuresi ve Hadîd Suresinin anlamı ve Arapça okunuşu ve yazılışı. Hadîd suresi Türkçe okunuşu ve meali, Hadîd suresi anlamı demektir. Ayrıca Hadîd suresi meali burada bulabilirsiniz. Buradan Hadîd Suresi okunuşunu Kureyş Sûresi Arapça kısmından öğrenerek Hadîd suresini dinleyerek ezberleyebilirsiniz. Ayrıca Hadîd suresi ve anlamı ile Türkçe okunuşları da
NisaSuresi Kuran Türkçe Meali Müzik dünyasına yep yeni bir soluk getiren mp3yukleindir.com sitesi ile müziğe adeta doyacaksınız. mp3 indirmek hiç bu kadar kolay olmamıştı. Yerli, Yabancı, Kürtçe, Azerice ve aklınıza gelebilecek her türlü müzik tarzında şarkıları sitemizde kolaylıkla bulabilirsiniz.
eJ8mls. 23 Kasım 2019 Sureler Hadid suresi 29 ayetten oluşan bir suredir. Bazı hadisi şeriflerde Halid suresinin fazileti ile ilgili bilgiler bulunduğu için bu sureyi okumak çok faziletlidir. Bir de Hz. Ali ra bir sözünde Hadid suresi ilk 10 ayeti veya ilk 6 ayeti okunmasını tavsiye etmiştir. Halid suresi tesbih ifadesiyle başladığı için “müsebbihât” diye anılan beş surenin birincisidir. Diğer dört sure; Haşr suresi, Saf suresi, Cuma suresi ve Tegabün suresidir. Halid suresinin ve devamındaki dört sure ile ilgili Hz. Peygamber Efendimiz Sav yatmadan önce “müsebbihât”ı okur ve bunlarda bin ayetten faziletli bir ayetin bulunduğunu söylerdi. Tirmizi Hz. Ali ra; “Ya Bera! Allah’a İsm-i A’zam’ı en yüce ismi ile dua etmek istersen, Hadid Sûresi’nin baş tarafından on ayeti ve Haşr Sûresi’nin sonunu oku, sonra de kiEy o, böyle olan ve O’ndan başka böyle bir şey olmayan zât! Senden bana şöyle şöyle yapmanı dilerim.”Vallahi ya Bera, bununla benim aleyhime dua etsen yere geçerim’ Deylemi Ayrıca bazı kaynaklarda İlk 6 ayeti olarakta geçmektedir. Bir kimsenin bir isteği, bir arzusu olduğu zaman Hadid suresi ilk 10 ayeti veya ilk 6 ayeti ile Haşr suresinin son 4 ayetinin okunması tavsiye edilir. Zaten Haşr suresinin son ayetleri Hüvallahüllezi Suresi olarak bilinir ve genelde sabah ve akşam namazlarından sonra okunmaktadır. Bakınız Hüvallahüllezi Suresi Hadid Suresi İlk 10 Ayet Okunuşu Sebbeha liAllâhi mâ fî-ssemâvâti vel-ardis ve huve-l’azîzu-lhakîmLehu mulku-ssemâvâti vel-ardis yuhyî ve yumîtus ve huve alâ kulli şey-in kadîrHuve-l-evvelu vel-âhiru ve-zzâhiru velbâtinus ve huve bikulli şey-in alîmHuve-llezî haleka-ssemâvâti vel-arda fî sitteti eyyâmin śümme-stevâ alâ-l’arşic ya’lemu mâ yelicu fî-l-ardi vemâ yahrucu minhâ vemâ yenzilu mine-ssemâ-i vemâ ya’rucu fîhâs ve huve me’akum eyne mâ kuntumc vaAllâhu bimâ ta’melûne basîrLehu mulku-ssemâvâti vel-ardic ve-ilaAllâhi turce’u-l-umûrYûlicu-lleyle fî-nnehâri ve yûlicu-nnehâra fî-lleylic ve huve alîmun bizâti-ssudûrÂminû biAllâhi ve rasûlihi ve enfikû mimmâ ce’alekum mustahlefîne fîhis fellezîne âmenû minkum ve enfekû lehum ecrun kebîrVemâ lekum lâ tu/minûne biAllâhi ve-rrasûlu yed’ûkum litu/minû birabbikum ve kad ehaze mîśâkakum in kuntum mu/minînHuve-llezî yunezzilu alâ abdihi âyâtin beyyinâtin liyuhricekum mine-zzulumâti ilâ-nnûric ve-innaAllâhe bikum leraûfun rahîmVemâ lekum ellâ tunfikû fî sebîliAllâhi veliAllâhi mîrâśu-ssemâvâti vel-ardic lâ yestevî minkum men enfeka min kabli-lfethi ve kâtelec ulâ-ike a’zamu deraceten mine-llezîne enfekû min ba’du ve kâtelûc ve kullen ve’adaAllâhu-lhusnâc vaAllâhu bimâ ta’melûne habîr Anlamı Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih etmektedir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet ve yerin hükümranlığı yalnızca O’nundur. Diriltir, öldürür. O her şeye hakkıyla gücü ilk ve sondur. Zâhir ve Bâtın’dır. O, her şeyi hakkıyla bilendir. O, gökleri ve yeri altı günde altı evrede yaratan, sonra Arş’a kurulandır. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni, oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah bütün yaptıklarınızı hakkıyla görendir. Göklerin ve yerin hükümranlığı O’nundur. Bütün işler ancak ona gündüze sokar, gündüzü de geceye sokar. O, göğüslerin özünü kalplerde olanı hakkıyla ve Resülüne iman edin ve sizi üzerinde tasarrufa yetkili kıldığı maldan, Allah yolunda harcayın. İçinizden iman edip de Allah yolunda harcayanlar var ya; onlar için büyük bir mükafat sizi, Rabbinize iman etmeniz için davet edip dururken size ne oluyor da Allah’a iman etmiyorsunuz? Halbuki Allah ezelde sizden sağlam bir söz de almıştı. Eğer inanacak kimselerseniz bu çağrıya uyun.O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kulu Muhammed’e apaçık âyetler indirendir. Şüphesiz Allah, size karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir. Size ne oluyor da, Allah yolunda harcama yapmıyorsunuz? Halbuki göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. İçinizden, fetihten Mekke fethinden önce harcayanlar ve savaşanlar, diğerleri ile bir değildir. Onların derecesi, sonradan harcayan ve savaşanlardan daha yüksektir. Bununla beraber Allah hepsine de en güzel olanı cenneti vadetmiştir. Allah bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Gece 2 rekat hacet namazı kılınır ardından Hadid suresinin ilk 10 ayeti, hemen arkasından Haşr suresinin son 4 ayeti aşağıda yazdığım şekilde okunur. Ve bitiminde yine yazdığım küçük dua okunarak dilek söylenerek bitirilir. En alttaki duayı okumasınızda olur. Namaz kılacaklar için. Bu en etkili şeklidir. Diğer türlü ise abdestli olunan her an namaz kılınmadanda okunabilir. Yanlız kötü amaçla uygulanmaması gerekir. Allah dilediğinizi verecektir fakat istediğiniz kötülüğü ikiye bölerek.. Hadid Suresi lillahi ma fiyssemâvâti velardı ve huvel' mulkussemavati vel'ardı yuhyiy ve yumiytu ve huve 'alâ külli şey'in vel'âhıru vezzâhiru velbâtınu ve huve bikülli şey'in ' halekassemâvâti vel'arda fiy sitteti eyyâmin sümmestevâ 'alel'arşi ya'lemu ma yelicu filardı ve mâ yahrucu minhâ ve mâ yenzilu minessemâi ve mâ ya'rucu fiyha ve huve me'akum eyne mâ küntüm vallâhu bimâ ta'melûne mülküsseâvâti vel'ardı ve ilellahi turce'ul' fiynnehari ve yulicunnehare fiylleyli ve huve 'aleymun billahi ve resulihi ve enfiku mimma ce'alekum mustahlefiyne fiyhi felleziyne amenu minkum ve enfeku lehum ecrun ma lekum la tu'minune billahi verresulu yed'ukum litu'minu birabbikum ve kad ehaze miysakakum in kuntum mu' yunezzilu 'ala 'abdihi ayetin beyyinatin liyuhricekum minezzulumâti ilennûri ve innallâhe bikum lereufun malekum ella tunfiku fiy sebiylellahi ve lillahi miyrasussemavati vel'ardı la yesteviy minkum men enfeka min kablilfethı ve katele ulaike a'zamu dereceten minelleziyne enfeku min ba'du ve katelu ve kullen ve'adallahulhusna vallahu bima ta'melune Suresi 21. Lev enzelna hazelkur'ane 'ala cebelin lereeytehu haşi'an mutesaddi 'an min haşyetillahi ve tilkel'emsalu nadribuha linnasi le'allehum la ilahe illa huve 'alimulğaybi veşşehadeti la ilahe illa huve elmelikulkuddususselamul mu'minul muheyminul 'aziyzul cebbarul mutekebbiru subhanallahi 'amma halikul - bariy-ulmusavviru lehul'esma ulhusna yusebbihu lehu ma fiyssemavati vel'ardı. Ve huvel' men hüve hâkezâ es'elüke bi hakkı hâzihil esmâi en tüsaliye alâ muhammedin ve âli muhammedin ve en tef'ale bi Dilek kendinizin duyacağınız seste söylenir.
TEFSİR Kul, sahip olduğu malların gerçekte kendinin değil bunların tamamen Allah’a ait olduğunu ve kendisinin sadece bir emanetçi, veznedâr mevkiinde bulunduğunu bilmelidir. Bunu tam olarak anladığında malı Allah yolunda harcaması kolaylaşacaktır. Çünkü “benim malım, benim mülküm” dediği ve kendini malın gerçek sahibi vehmettiği sürece onu vermek zor gelir. Şunu da dikkatten uzak tutmamak gerekir ki, Allah yolunda infak, cihad ve savaş her zaman aynı değerde değildir. Öyle zaman, zemin ve şartlar var ki burada gösterilen fedakârlık başka zamanlardakine nispetle belki mukayese kabul etmez bir kıymet kazanabilir. Bu sebepledir ki âyet-i kerîmede fetihten önce yapılan infak ve savaş, fetihten sonra yapılandan net çizgilerle ayrılmış; fetihten önce yapılanın diğerinde derecelerce üstün olduğu vurgulanmıştır. Bir defasında Resûlullah “–Bir dirhem, yüz bin dirhemi geçti” buyurmuştu. Ashâb-ı kirâm “–Ey Allah’ın Resûlü, bu nasıl olur?” diye sordular. Peygamber Efendimiz şu cevabı verdi “–Bir adamın iki dirhemi vardır, bunlardan birini sadaka olarak verir. Diğerinin ise çok malı vardır, malının kenarından yüz bin dirhem alır ve sadaka olarak dağıtır. İşte elindekinin yarısını veren, ötekini geçmiş olur.” Nesâî, Zekât, 49/2526 Yapılan harcamaların ve verilen sadakaların zaman ve zemine göre önem kazandığını göstermesi açısından Peygamberimiz şu hadis-i şerifi çok dikkat çekicidir “Ashâbıma sövmeyin. Canımı kudret elinde tutan Allah’a yemin olsun ki, biriniz Allah rızâsı için Uhud dağı kadar altın verse, onlardan birinin verdiği iki avuç, hatta yarım avuç sadakasına yetişmez.” Buhârî, Fazâilü ashâbi’n-nebî 5; Müslim, Fazailü’s-sahâbe 221, 222 Âyette bahsedilen “fetih”ten maksat, Mekke’nin fethi veya Hudeybiye musâlahası olabilir. Ancak âyetin hükmü umûmî olup, kıyamete kadar aynı şartların gerçekleştiği tüm zamanlar ve mekanlar için geçerlidir. İnsanlık ve iman ile küfür arasındaki mücâdele devam ettiği müddetçe, aynen Hudeybiye ve Mekke’nin fethi öncesi gibi İslâm’ın hem zor zamanları, hem de Mekke’nin fethi sonrası gibi İslâm’ın rahat zamanları olacaktır. Âyetin hitabı bunlar için de geçerli olup zor zamanlarda infak ve cihad edenler diğerlerinden daha fazla sevap ve üstün dereceler elde edeceklerdir. Çünkü Rabbimiz, İslâm yolunda yapılan harcamaları kendisine verilmiş karz-ı hasen güzel bir borç gibi kabul buyurmakta; onu on kattan yedi yüz katına katlayacağını, hatta daha fazlasını vereceğini bk. Enâm 6/160; Bakara 2/261, yine o borç sahiplerine çok değerli, şerefli, ebedi bir mükâfat ihsan edeceğini müjdelemektedir. Abdullah b. Mesud’un rivayet ettiğine göre Ensar’dan Ebu Dehdah, 11. âyet nâzil olduğunda Resûlullah’a “- Ya Resûlallah! Allah bizden borç mu istiyor?” diye sordu. Resûlullah “- Evet, ya Ebu Dehdah, Allah borç istiyor” diye cevap verdi. Bunun üzerine Ebu Dehdah Peygamberimiz elini uzatmasını istedi ve elini tutarak “- Ben bağımı Allah’a güzel bir borç olarak veriyorum” dedi. İbn Mesud, Ebu Dehdah’ın bağında 600 hurma ağacı olduğunu ve bağı içindeki evde ailesiyle birlikte oturduğunu söyler. Bu hadiseden sonra Ebu Dehdah evine gelir ve hanımına “- Ey Dehdah’ın annesi! Bu bağı ve evi boşaltacağız. Çünkü ben bu bağı Allah’a borç verdim” der. Hanımı da ona “- Ey Ebu Dehdah, çok kârlı bir alış veriş yaptın” diye cevap verir. Daha sonra da eşyalarını ve çocuklarını alarak bağdaki evi boşaltırlar. İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’ân, IV, 307 Efendimiz şöyle haber verir “İnsanlara borç para veren bir adam vardı. O, hizmetçisine şöyle derdi –Darda kalmış bir fakire vardığında onu affediver; umulur ki Allah da bizim günahlarımızı affeder.» Nihâyet o kişi Allah’a kavuştu ve Allah Teâlâ onu affetti.” Buhârî, Enbiyâ 54; Müslim, Müsâkât 31 Verilen borcun “karz-ı hasen” olması için şu on vasfı taşıması gerekir Sarf edilecek mal, helâl maldan olmalıdır. Çünkü Allah Teâlâ temizdir, temiz olmayanı sevmez. Kişinin sahip olduğu malın en iyisinden olmalıdır. Karz-ı hasen sahibi sıhhatli, yaşama ümidi besleyen, fakirlik korkusu içinde tutumlu hareket eden birisi olmalıdır. Malı, en muhtaç ve en uygun olana vermelidir. Verdiği malı, gizlemeli, açığa vurmamalıdır. Arkasından başa kakmamalı, eziyet etmemelidir. Maksadı, sırf Allah rızâsı olmalıdır. Verdiği çok olsa da az ve ehemmiyetsiz görmelidir. En sevdiği malından vermelidir. Malı, fakire evine götürerek vermek suretiyle onu en fazla memnun edecek yöntemi seçmelidir. Çünkü âhiret hayatında sonsuz nimetlere erebilmenin yolu canı, malı ve bütün imkânları Allah’ın istediği doğrultuda kullanmaktan geçmektedir Kaynak Ömer Çelik Tefsiri
Vakıa Suresi, Hadid Suresi – 536. Sayfa – 27. Cüzün 4. Hizbi Hadid Suresi – 537. Sayfa – 27. Cüzün 4. Hizbi Hadid Suresi – 538. Sayfa – 27. Cüzün 4. Hizbi Hadid Suresi – 539. Sayfa – 27. Cüzün 4. Hizbi Hadid Suresi – 540. Sayfa – 27. Cüzün 4. Hizbi Hadid Suresi Arapça ve Türkçe Oku lillâhi mâ fîs semâvâti vel ardardı, ve huvel azîzul hakîmhakîmu. mulkus semâvâti vel ardardı, yuhyî ve yumîtu, ve huve alâ kulli şey’in kadîrkadîrun. evvelu vel âhiru vez zâhiru vel bâtınbâtınu, ve huve bi kulli şey’in alîmalîmun. halakas semâvâti vel arda fi sitteti eyyâmin summestevâ alâl arşarşi, ya’lemu mâ yelicu fîl ardı ve mâ yahrucu minhâ ve mâ yenzilu mines semâi ve mâ ya’rucu fîhâ, ve huve meakum eyne mâ kuntum, vallâhu bi mâ ta’melûne basîrbasîrun. mulkus semâvâti vel ardardı, ve ilâllâhi turceul umûrumûru. leyle fîn nehâri ve yûlicun nehâre fîl leylleyli ve huve alîmun bi zâtis sudûrsudûri. billâhi ve resûlihî ve enfikû mimmâ cealekum mustahlefîne fîhi, fellezîne âmenû minkum ve enfekû lehum ecrun kebîrkebîrun. mâ lekum lâ tu’minûne billâhi, ver resûlu yed’ûkum li tu’minû bi rabbikum ve kad ehaze mîsâkakum in kuntum mu’minînmu’minîne. yunezzilu alâ abdihî âyâtin beyyinâtin li yuhricekum minez zulumâti ilân nûrnûri, ve innallâhe bikum le raûfun rahîmrahîmun. mâ lekum ellâ tunfikû fî sebîlillâhi, ve lillâhi mîrâsus semâvâti vel ardardı, lâ yestevî minkum men enfeka min kablil fethi ve kâtele, ulâike a’zamu dereceten minellezîne enfekû min ba’du ve kâtelû ve kullen vaadallâhul husnâ, vallâhu bi mâ ta’melûne habîrhabîrun. zellezî yukridullâhe kardan hasenen fe yudâifehu lehu ve lehû ecrun kerîmkerîmun. terâl mu’minîne vel mu’minâti yes’â nûruhum beyne eydîhim ve bi eymânihim buşrâkumul yevme cennâtun tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ, zâlike huvel fevzul azîmazîmu. yekûlul munâfikûne vel munâfikâtu lillezîne âmenûnzurûnâ naktebis min nûrikum, kîlerciû verâekum fel temisû nûrânûren, fe duribe beynehum bi sûrin lehu bâbun, bâtınuhu fîhir rahmetu ve zâhiruhu min kıbelihil azâbazâbu. e lem nekun meakum, kâlû belâ ve lâkinnekum fetentum enfusekum ve terabbastum vertebtum ve garratkumul emâniyyu hattâ câe emrullâhi ve garrakum billâhil garûrgarûmu. yevme lâ yu’hazu minkum fidyetun ve lâ minellezîne keferû, me’vâkumun nârnâru, hiye mevlâkum, ve bi’sel masîrmasîru. lem ye’ni lillezîne âmenû en tahşea kulûbuhum li zikrillâhi ve mâ nezele minel hakkı ve lâ yekûnû kellezîne ûtûl kitâbe min kablu fe tâle aleyhimul emedu fe kaset kulûbuhum, ve kesîrun minhum fâsikûnfâsikûne. ennellâhe yuhyil arda ba’de mevtihâ, kad beyyennâ lekumul âyâti leallekum ta’kılûnta’kılûne. mussaddikîne vel mussaddikâti ve akradûllâhe kardan hasenen yudâafu lehum ve lehum ecrun kerîmkerîmun. âmenû billâhi ve rusulihî ulâike humus sıddîkûne veş şuhedâu inde rabbihim, lehum ecruhum ve nûruhum, vellezîne keferû ve kezzebû bi âyâtinâ ulâike ashâbul cahîmcahîmi. ennemâl hayâtud dunyâ leibun ve lehvun ve zînetun ve tefâhurun beynekum ve tekâsurun fîl emvâli vel evlâdevlâdi, ke meseli gaysin a’cebel kuffâre nebâtuhu summe yehîcu fe terâhu musferran summe yekûnu hutâmâhutâmen, ve fîl âhırati azâbun şedîdun ve magfiratun minallâhi ve rıdvânun, ve mâl hayâtud dunyâ illâ metâul gurûrgurûri. ilâ magfiratin min rabbikum ve cennetin arduhâ ke ardıs semâi vel ardı uıddet lillezîne âmenû billâhi ve rusulihî, zâlike fadlullâhi yu’tîhi men yeşâu, vallâhu zûl fadlil azîmazîmi. esâbe min musîbetin fîl ardı ve lâ fî enfusikum illâ fî kitâbin min kabli en nebraehâ, inne zâlike alâllâhi yesîryesîrun. keylâ te’sev alâ mâ fâtekum ve lâ tefrahû bi mâ âtâkum, vallâhu lâ yuhıbbu kulle muhtâlin fehûrfehûrin. yebhalûne ve ye’murûnen nâse bil buhli, ve men yetevelle fe innellâhe huvel ganiyyul hamîdhamîdu. erselnâ rusulenâ bil beyyinâti ve enzelnâ meahumul kitâbe vel mîzâne li yekûmen nâsu bil kıstkıstı, ve enzelnâl hadîde fîhi be’sun şedîdun ve menâfiu lin nâsi ve li ya’lemallâhu men yansuruhu ve rusulehu bil gaybgaybi, innallâhe kavîyyun azîzazîzun. lekad erselnâ nûhan ve ibrâhîme ve cealnâ fî zurriyyetihimân nubuvvete vel kitâbe fe minhum muhtedin, ve kesîrun minhum fâsikûnfâsikûne. kaffeynâ alâ âsârihim bi rusulinâ ve kaffeynâ bi îsâbni meryeme ve âteynâhul incîle ve cealnâ fî kulûbillezînettebeûhu ra’feten ve rahmeten, ve rahbâniyyetenibtedeûhâ mâ ketebnâhâ aleyhim illâbtigâe rıdvânillâhi fe mâ raavhâ hakka riâyetihâ, fe âteynâllezîne âmenû minhum ecrahum, ve kesîrun minhum fâsikûnfâsikûne. eyyuhâllezîne âmenûttekûllâhe ve âminû bi resûlihî yu’tikum kifleyni min rahmetihî ve yec’al lekum nûran temşûne bihî ve yagfir lekum, vallâhu gafûrun rahîmrahîmun. ellâ ya’leme ehlul kitâbi ellâ yakdirûne alâ şey’in min fadlillâhi ve ennel fadle bi yedillâhi yu’tîhi men yeşâu, vallâhu zûl fadlil azîmazîmi.
Giriş Tarihi 0904 Son Güncelleme 0904 Medine döneminde hicretin 4. yılında nazil oluştur. Adını ikinci ayette yer alan, ilk sürgün anlamını taşıyan ’li evveli’l-haşr’’ kelimesinden almıştır. Haşr suresi 24 ayetten oluşmuş olup, diğer surelerde olduğu gibi içeriğinde çok önemli bilgiler yer almaktadır. Haşr Suresi ilk ayeti ve son üç ayetinde, bütün varlıkların Allah’ı eksikliklerden tenzih ettiği, onun birliği, yüceliği, ilminin sınırsızlığı, rahmet ve şefkatinin sınırsızlığı ve eşsiz yaratıcı olduğuna vurgu yapılmıştır. Haşr Suresi 22, 23 ve 24. Ayeti okunuşu ve anlamı bu noktada en çok araştırılan konulardan birisi olmaktadır. Haşr Suresi son üç ayeti için ayrıntıları inceleyiniz. İşte Haşr Suresi son üç ayeti okunuşu ve Türkçe anlamı… Kur'an-ı Kerim'in elli dokuzuncu suresidir. Medine döneminde inmiş olup, 24 ayetten oluşmuştur. Adını ikinci ayetten alan Haşr Suresi, Müslüman âlemi için çok mühim bir yere sahiptir. Hadis kaynaklarında da faziletleri ile ilgili önemli bilgiler yer alır. Haşr Suresi son üç ayeti, Allah'ı eksikliklerden tenzih ettiği, onun birliği, yüceliği, ilminin sınırsızlığı, rahmet ve şefkatinin sınırsızlığı ve eşsiz yaratıcı olduğuna vurgu yapmıştır. Haşr Suresi son 3 ayeti okunuşu, anlamı ve meali için ayrıntıları inceleyebilirsiniz. İşte Haşr Suresi 22, 23 ve 24. Ayeti… HAŞR SURESİ 22, 23 VE 24. SON ÜÇ AYETİ OKUNUŞU Haşr Suresi 22. Ayeti Huvallâhullezî lâ ilâhe illâ huve, âlimul gaybi veş şehâdeti, huver rahmânur rahîmrahîmu. Haşr Suresi 23. Ayeti Huvallâhullezî lâ ilâhe illâ huve, el melikul kuddûsus selâmul mu'minul muheyminul azîzul cebbârul mutekebbirmutekebbiru, subhânallâhi ammâ yuşrikûnyuşrikûne. Haşr Suresi 24. Ayeti Huvallâhul hâlikul bâriul musavviru lehul esmâul husnâ, yusebbihu lehu mâ fîs semâvâti vel ardardı ve huvel azîzul hakîmhakîmu. HAŞR SURESİ 22, 23 VE 24. SON ÜÇ AYETİ ANLAMI Haşr Suresi 22. Ayeti Anlamı O, kendisinden başka hiçbir ilâh olmayan Allah'tır. Gaybı[5] da, görünen âlemi de bilendir. O, Rahmân'dır, Rahîm'dir.[6] Haşr Suresi 23. Ayeti Anlamı O, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah'tır. O, mülkün gerçek sahibi, kutsal her türlü eksiklikten uzak, barış ve esenliğin kaynağı, güvenlik veren, gözetip koruyan, mutlak güç sahibi, düzeltip ıslah eden ve dilediğini yaptıran ve büyüklükte eşsiz olan Allah'tır. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır. Haşr Suresi 24. Ayeti Anlamı O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah'tır. Güzel isimler O'nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O'nu tesbih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. HAŞR SURESİ FAZİLETLERİ NELERDİR? Hadis kaynaklarında bu surenin okunmasının faziletlerine dair çeşitli bilgiler yer almıştır. Haşr Suresinin son üç ayetinin çok fazla araştırılma nedeni, bütün varlıkların Allah'ı eksikliklerden tenzih ettiği, onun birliği, yüceliği, ilminin sınırsızlığı, rahmet ve şefkatinin sınırsızlığı ve eşsiz yaratıcı olduğundan bahsedilmiş olmasıdır. Günümüzde sabah namazlarından hemen sonra Haşr suresinin son üç ayetinin okunması gelenek haline gelmiştir. . Deylemî, Abdullah b. Abbas'tan gelen şu rivayete yer verir "Allah'ın ism-i a'zamı Haşr'in sonundaki altı âyettedir" el-Firdevs, I, 416. Ancak ism-i a'zamı başka sûrelerde gösteren rivayetler de vardır Bir hadiste yer alan bilgiye göre ise, sabahleyin üç defa, "Eûzü billâhi's-semîi'l-alîmi mine'ş-şeytâni'r-racîm" dedikten sonra Haşr sûresinin sonundaki üç âyeti okuyan kimse için Allah Teâlâ melek görevlendirir, bu melekler akşama kadar ona dua ederler. Bu kimse eğer o gün ölürse şehid olarak can vermiş olur. meselâ bk. Müsned, V, 26 Dârimî, "Feżâʾilü'l-Ḳurʾân", 22; Tirmizî, "Feżâʾilü'l-Ḳurʾân", 22; Yukarıda yer alan hadiste aynı müjde akşamleyin bu sureyi okuyanlar için de verilmiştir. Ancak, Tirmizi bu hadisi ''garib'' olarak nitelendirmiştir. Başka bir senedinin olmadığını da belirtmiştir.
hadid suresi ilk 10 ayeti dinle