OWw9. Sağlık ile ilgili ayetler Bu konumuzda sizler için sağlık ile ilgili ayetlerin meallerini bir araya getirmeye çalıştık. Sağlık Yüce Allah Teala hazretlerinin bizlere verdiği en büyük nimetlerdendir. İnsanlar hastalıklarından şifayı aramalı ve şifayı verenin yalnız Yüce Allah olduğunu bilmelidir. Ameliyatlar, doktorlar ve ilaçlar hepsi sadece birer sebeptir. Bu konuya dikkat etmeli şifayı Allah cc. hazretlerinin verdiğini idrak etmeliyiz. İnsan sağlığını korumak ile mükelleftir. Sağlığa zararlı olan şeyler Yüce Allah tarafından yasaklanmıştır. Bu konuda Peygamber sav. Efendimizin bir çok hadisleri vardır. Buraya tıklayarak sağlık ile ilgili hadislere ulaşabilirsiniz… Konumuzun sonunda sağlık ve hastalık ile ilgili sitemizde bulunan bir çok konuya linkler verdik ki daha detaylı bilgi sunabilelim diye düşündük. Aşağıdaki linklerden bu konularımıza bakmanızı tavsiye ediyoruz. Sağlık ile ilgili ayetler Allah Teâlâ şöyle buyurur Yiyiniz, içiniz, aşırı gitmeyiniz. Araf suresi Hastalandığımda Şifayı Allah verir. Şuara suresi Balda insanlar için Şifa vardır. Nahl suresi 69. ayet Zinaya sakın yanaşmayınız. Bu çirkindir ve kötü bir yoldur. İsra suresi 32. ayet Adet halinde kadınlardan temizleninceye kadar çekilin , onlara suresi 222. ayet Leş, Kan,Domuz eti, Allahtan başkası anılarak kesilenler size haram kılındı. Maide suresi 3. ayet Anneler çocuklarını tam iki sene suresi 233. ayet Ey iman edenler! Namaza durmak istediğiniz zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başınızı meshedin ve ayaklarınızı da topuklara kadar yıkayın. Eğer cünüp iseniz tam temizlenin. Mâide suresi 16. ayet Ey iman edenler, size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yeyin, şayet sadece Allah’a ibadet ediyorsanız ona şükredin. Bakara suresi 72. ayet Ey iman edenler! Allah’ın size helâl kıldığı güzel ve temiz şeyleri haram etmeyin, sınırı aşmayın. Çünkü Allah, sınırı aşanları sevmez. Allah’ın size verdiği rızıklardan helâl ve temiz olarak yeyin ve inandığınız Allah’tan korkun. Mâide suresi 87 ve 88. ayetler Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. Bakara suresi – Sağlık ile ilgili ayetler konumuzdan sonra sitemizde mevcut diğer hastalık ve sağlık konularımıza aşağıdaki linklerden kolaylıkla ulaşabilirsiniz… Semih YAŞAR Hastalık ile ilgili ayetler Hastalık ile ilgili Hadisler Hastalık ile ilgili özlü sözler Hastalıklarla ilgili atasözleri Sağlık ile ilgili ayetler Sağlık ile ilgili hadisler Sağlık ile ilgili sözler Sağlık ile ilgili atasözlerimiz Sağlıkla ilgili deyimler Sağlıklı yaşamanın püf noktaları Sağlıklı uyumak için birkaç bilgi Hastalık ile ilgili güzel bir hikaye için tıklayabilirsiniz… Selam Dostlarım; Konumuzda Rasulullah Sav. Efendimizden Hastalık ile ilgili Hadisler, Bulaşıcı Hastalıklarla İlgili Ayet ve Hadisler, Sabır ve hastalıkla ilgili hadisler, Hastalık ile ilgili hadisler Diyanet, Hastalık ile ilgili ayetler Hadisler, Peygamberimizin şifa ile ilgili hadisleri, Hastalık ile ilgili hadisler sorularla İslamiyet, Hastalıkla ilgili hadisler Arapça, Musibet ile ilgili hadisler aramalarında sizlere yardımcı olacak şekilde paylaşmaya çalıştık. Hastalık ile ilgili ayetler ve diğer konular için konunun sonuna linkler verdik. Not Hastalık ile ilgili aşağıda sıraladığımız hadislerde kalın yazılı yerler ravi ve kaynak bilgilerini içermektedir. / Türkiye’nin en geniş Güzel sözler, ayetler, hadisler ve atasözleri ve deyimler platformu // Bizleri her türlü sosyal medyadan takip edebilirsiniz. Konumuzun altında linkler mevcuttur. Hastalık ile ilgili Hadisler Taberani’de yer alan bir hadiste Peygamber Efendimiz buyurdular ”Mallarınızı zekatla koruyunuz. Hastalarınızı sadaka ile tedavi ediniz. Belaları da dua ile karşılayıp savınız.” Resulullah sav buyurdular ki “Kim Allah rızası için bir arkadaşını ziyaret eder veya bir hastaya geçmiş olsun ziyaretinde bulunursa, bir münadi ona şöyle nida eder “dünya ve ahirette hoş yaşayışa eresin. Bu gidişin de hoş oldu. Kendine cennette bir yer hazırladın.” Ebu hureyre – Kütübi sitte hadis no 3403 Hasta ziyaretine gidin. Fakat bunu dört gün ara ile yapın. Hadis-i Şerif Ebu Hureyre ve Ebu Said radıyAllahu anhüma’nın anlattıklarına göre, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurmuştur “Mü’min kişiye bir ağrı, bir yorgunluk, bir hastalık bir üzüntü hatta bir ufak tasa isabet edecek olsa, Allah onun sebebiyle mü’minin günahından bir kısmını mağfiret buyurur.” Buhari, Marda 1; Müslim, Birr 52, 2573; Tirmizi, Cenaiz 1, 966. Hz. Enes radıyAllahu anh anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki “Allah bir kuluna hayır murad ettimi onun cezasını tacil edip dünyada verir; bir kulu hakkında da kötülük murad ettimi onun günahlarını tutar, Kıyamet günü cezasını verir.” Tirmizi, Zühd 57, 2398. Hz. Cabir radıyAllahu anh anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki “Kıyamet günü, afiyet ehli kimseler, bela ehline sevapları verilince, dünyada iken derilerinin makaslarla kazınmış olmasını temenni edecekler.” Tirmizi, Zühd 59, 2404. Ebu Hureyre radıyAllahu anh anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki “Mü’min erkek ve kadının nefsinde, çocuğunda, malında bela eksik olmaz. Tâ ki hatasız olarak Allah’a kavuşsun.” Muvatta, Cenaiz 40, 1, 236; Tirmizi, Zühd 57, 2401. Mus’ab İbnu Sa’d, babası radıyAllahu anh’tan naklediyor “Der ki “Ey Allah’ın Resûlü! dedim, insanlardan kimler en çok belaya uğrar?” “Peygamberler, sonra büyüklükte onlara ve bunlara yakın olanlar. Kişi diyaneti nisbetinde belaya maruz kalır. Kim dininde şiddetli ve sağlam olursa onun belası da şiddetli olur. Şayet dininde zayıflık varsa, Allah onu da diyaneti nisbetinde imtihan eder. Bela kulun peşini bırakmaz. Tâ o kul, hatasız olarak yeryüzünde yürüyünceye kadar.” Tirmizi, Zühd 57, 2400. Hastalık ile ilgili sahih Hadisler devam ediyor…. Ebu Musa radıyAllahu anh anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki “Bir kul, salih amel işlerken araya bir hastalık veya sefer girerek ameline mani olsa, Allah ona sıhhati yerinde ve mukim iken yapmakta olduğu salih amelin sevabını aynen yazar.” Buhari, Cihad 134; Ebu Davud, Cenaiz 2, 3091. Rasûlullah sav buyurdular ki “Allah Teala hazretleri ferman etti “izzetim ve celalim hakkı için, mağfiret etmek istediğim hiç kimseyi, bedenine bir hastalık, rızkına bir darlık vererek boynundaki günahlarından temizlemeden dünyadan çıkarmayacağım.” [Rezin tahriç etmiştir.] Ravi Enes Ümmü Seleme radıyAllahu anha. rivayet edilen bir hadiste; Allah Rasûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu“Herhangi bir Müslüman’ın başına bir musibet geldiğinde, “İnna lilahi ve inna ileyhi raciün,” derse, Allah ona daha hayırlısını verir.” Ümmü Seleme radıyAllahu anha. Müslim. İbn Abbas radıyAllahu anh. rivayet edilen bir hadiste; “Kul hastalandığı zaman, Allah ona iki melek gönderir “Bakın bakalım, ziyaretine gelenlere ne diyor?” der. Eğer gelen ziyaretçilerine karşı, Allaha hamd ederse, durumu hemen Allah’a bildirirler. Allah da şöyle der “Bu kulumun ruhunu alırsam, mutlaka onu cennetime koyacağım. Şifa verip iyileştirirsem, ona etinden daha iyi bir et, kanından daha iyi bir kan vereceğim. Üstelik tüm günahlarını da örtüp, bağışlayacağım.” “Kim, gerek malına, gerek canına bir musibet gelir de, sabreder, kimseye açıp şikayet etmezse, artık Allah’ın onu bağışlaması bir hak olur. İbn Abbas radıyAllahu anh. Taberani Ebü Hureyre radıyAllahu anh. rivayet edilen bir hadiste; “Kim bir hastayı, yada bir Müslüman kardeşini Allah için ziyaret ederse, bir seslenici ona şöyle seslenir “Hoş yaşayasın! Gidişin de hoş oldu! Cennette de kendine güzel bir konak hazırladın!” Ebü Hureyre radıyAllahu anh. Tirmizi Ebü Hureyre radıyAllahu anh. rivayet edilen bir hadiste; “Çörekotunda, ölüm hariç her türlü hastalık için şifa vardır.” Ebü Hureyre radıyAllahu anh. Tirmizi Hastalık ile ilgili sahih Hadisler devam ediyor…. İbn Abbas radıyAllahu anh. rivayet edilen bir hadiste; “Hakkında birçok insanın aldandığı iki nimet vardır Sağlık ve boş vakit.” İbn Abbas radıyAllahu anh. Buhari. İbn Abbas radıyAllahu anh. rivayet edilen bir hadiste; Hasta ziyaretinde, hastanın yanında gürültü etmemek ve az oturmak sünnettir. Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem, hasta olup da, yanında sesli konuşup tartıştıklarında, “Haydi, yanımdan kalkıp gidin!” emrini vermiştir. İbn Abbas radıyAllahu anh. Rezin. Ömer radıyAllahu anh. rivayet edilen bir hadiste; Allah Rasûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu “Bir hastanın yanına varırsanız, size dua etmesini söyleyin, çünkü onun duası meleklerin duası gibidir.” Ömer radıyAllahu anh. İbn Mace. Üsame radıyAllahu anh, rivayet edilen bir hadiste; Allah Rasûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu “Tedavi olun! İhtiyarlık dışında, Allah ilaçsız hiçbir hastalık yaratmamıştır. Üsame radıyAllahu anh, Ebü Davud. Aişe radıyAllahu anha. rivayet edilen bir hadiste; Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem, sağ elini ağrıyan yere sürer, şu duayı okurdu “Ey insanların Rabbi! Sıkıntıyı gider, şifa ver! Şifa veren sensin. Senden başka şifa veren yoktur. Hastanın, tüm hastalıklarını gideren bir şifa ver!” Aişe radıyAllahu anha. Buhari Hastalık ile ilgili Hadisler konumuzdan sonra sitemizde mevcut diğer hastalık ve sağlık konularımıza aşağıdaki linklerden kolaylıkla ulaşabilirsiniz… Semih YAŞAR Hastalık ile ilgili ayetler Sağlık ile ilgili ayetler Sağlık ile ilgili hadisler Hastalık ile ilgili özlü sözler Sağlık ile ilgili sözler Hastalıklarla ilgili atasözleri Sağlık ile ilgili atasözlerimiz Sağlıkla ilgili deyimler Sağlıklı yaşamanın püf noktaları Sağlıklı uyumak için birkaç bilgi Hastalık ile ilgili güzel bir hikaye için tıklayabilirsiniz… sağlık haberleri ilk sayfaArama Sonuçları ASAYİŞBurdur'da hırsız operasyonu2409 Gün 10 Saat 22 dk. önce yayınlandı ASAYİŞÜsküdar'da yangın Gecekondu yandı2424 Gün 4 Saat 57 dk. önce yayınlandı ASAYİŞİzmir Güzelbahçe'de kaza Minibüs ile otomobil çarpıştı2434 Gün 9 Saat 9 dk. önce yayınlandı ASAYİŞAnkara Mamak'ta doğalgaz patlaması 4 yaralı2434 Gün 9 Saat 8 dk. önce yayınlandı SAĞLIKGoji Berry Çileği Kurt Üzümü Nedir? Goji çileği faydaları ve zararları nelerdir?2434 Gün 22 Saat 36 dk. önce yayınlandı POLİTİKACumhurbaşkanı Erdoğan'dan Irak çıkışı Askerimizi geri çekmeyeceğiz2435 Gün 11 Saat 41 dk. önce yayınlandı GENELSur'da 17 saat aradan sonra yeniden sokağa çıkma yasağı2435 Gün 11 Saat 48 dk. önce yayınlandı GENELEdirne'de restorasyonu tamamlanan Hasan Sezayi Dergahı'nın açılışı yapıldı2435 Gün 12 Saat 8 dk. önce yayınlandı ASAYİŞSivas'ta 13 yıl önce meydana gelen 'Kesik baş' cinayetinin zanlıları tutuklandı2435 Gün 12 Saat 14 dk. önce yayınlandı SAĞLIKSağlık Bakanı Müezzinoğlu isyan etti 112'ye gelen çağrıların yüzde 90'ı asılsız2435 Gün 19 Saat 56 dk. önce yayınlandı 1 2 3 4 5 > SAĞLIK İLE İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER A-SAĞLIĞIN ÖNEMİ İLE İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER 1-“İki nimet vardır ki, insanların çoğu onların kıymetini hakkıyla bilmezler onlardan biri sıhhat, diğeri de boş vakittir.” Buhari, Tirmizi 2-“Allah’a göre kuvvetli mü’min, zayıf mü’minden daha hayırlı ve daha sevimlidir.” Müslim 3-“Yedi şey gelmeden önce iyi ameller işlemekte acele ediniz Kulluk vazifelerini unutturan yoksulluk, azdıran zenginlik, bedeni güçleri bozan hastalık, bunaklık getiren yaşlılık, ansızın gelen ecel, Deccal ve kıyamet. Kıyamet daha ağır ve acıdır.” Tirmizi, İbn-i Mace 4-Hz. Muhammed sav kendi sıhhat ve afiyeti için dua ederdi “Allahım! Bedenime, gözlerime ve kulaklarıma sıhhat bahşet.” Ebu Davud 5-Herhangi bir kimse İslam dinine girdiği zaman Hz. Muhammed sav o kimseye namaz kılmayı öğretir, sonra da ona şu kelimelerle dua etmeyi tavsiye ederdi “Allah’ım! Beni affet, merhamet et, doğru yola ilet, bana sıhhat ver ve beni rızıklandır.” Müslim 6-Bir adam Resul-i Ekrem’e gelerek şöyle dedi Ya Resullalah! Duanın hangisi daha faziletlidir? O zaman Hz. Peygamber şöyle buyurdu “Rabbinden dünya ve ahirette lütuf ve afiyet iste.” İbn-i Mace B-YEME İÇMENİN SAĞLIK İLE İLİŞKİSİNE DAİR HADİS-İ ŞERİFLER 1-“İnsanoğlu midesinden daha zararlı bir kap doldurmamıştı. İnsanoğluna kendini ayakta tutacak birkaç lokma yeter. Şayet bu miktarın aşılması kaçınılmaz ise bu durumda midesinin üçte biri içmeye ayrılsın, diğer üçte biri de nefes için bırakılmalıdır.” İbn-i Mace 2-“Bir avuç kuru hurma ile de olsa akşam yemeğini terk etmeyiniz. Çünkü akşam yemeğini kaldırmak ihtiyarlık ve güçsüzlüğe sebep olur.” İbn-i Mace 3-“Telbîne'ye önem veriniz. Bu çorba üzüntü ve kederli olan kimsenin gönlünü kuvvetlendirir… hastanın gönlünden elem ve kederi giderir.” Aişe ra. Resûlullah ev halkından birisi hasta olduğu zaman, iki tarafından biri bitinceye, yani iyileşinceye veya ölünceye kadar telbine çömleği devamlı ateş üstünde olurdu’ demiştir.” İbn-i Mace Telbine, Un, yağ ve sudan mamul, et suyu ile karıştırılarak pişirilen bir nevî bulamaçtır. Çoğu zaman buna bir miktar bal da karıştırılır. 4-"Birinizin hastası bir şey yemeği çok arzuladığı zaman hastasına ondan yedirsin” buyurdu. İbn-i Mace 5-“Hastalarınızı yemeye içmeye zorlamayınız…İbn-i Mâce C-KARANTİNA İLE İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER 1-"Bir yerde veba olduğunu işitirseniz, oraya girmeyiniz. Bulunduğunuz yerde veba vukua gelirse, oradan ayrılmayınız." Buhari, Müslim 2-"Cüzzamlıdan aslandan kaçar gibi kaçınız." Buhari 3-"Cüzamlılara devamlı surette bakmayınız.” İbn-i Mace D-SAĞLIĞI KORUYUCU TEDBİRLERLERLE İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER 1-"Köpek bir kabı yalarsa onu yedi defa yıkayın. O yedinin birinde toprakla temizleyin. Ebu Davud, Müslim 2- "Kapların ağızlarını örtün, dağarcık ve tulukların ağzını bağlayın" Buhârî, Muslim 3-"Allah temizdir, temizi sever. Etrafınızı temizleyiniz." Müslim, Tirmizi 4-"Temizlik imanın yarısıdır.”Müslim 5-Her Müslümanın en az yedi günde bir yıkanması, Allah'ın onun üzerinde hakkıdır." Müslim 6-Hz. Muhammed, geceleyin teheccüt namazı kılmak için kalktığı zaman ağzını misvak ile ovalar Am Bin Hanbel ve şöyle buyururdu “Misvak kullanınız, çünkü misvak ağızı temizler.” Buhari, Nesai, İbn-i Mace 6-"On şey fıtrattandır Misvak kullanmak, bıyıkları kısa tutmak, ağza su alarak temizlemek, buruna su alarak temizlemek, sakalı uzun tutmak, tırnakları kesmek, koltuk altı kıllarını temizlemek, sünnet olmak, etek tıraşı olmak, abdest bozma yerini yıkamak." Nesei 7-"Size ne oluyor ki, dişleriniz sararmış olduğu halde yanıma geliyorsunuz. Misvak kullanınız." Tirmizi 8-“Ümmetime yahut insanlara, meşakkat vermem endişesi olmasaydı, her namaz kılarken, misvak kullanmalarını emrederdim." Buhari 9-Hz. Muhammed, evine girdiği zaman ilk yaptığı iş dişlerini misvaklamak olurdu. İbn-i Mace 10-“Ellerinde et ve yağ kokusu olduğu halde yatan kimse hastalığa yakalanırsa ancak kendisini suçlu görsün.” Ebu Davut, Tirmizi, İbn-i Mace 11-“Uykudan uyandığınızda ellerinizi üç kere yıkamadıkça başka bir kap içine sokmayın çünkü ellerinizin nerelerde gecelemiş olduğunu bilemezsiniz.” Buhari, Müslim 12-“Kim ki evinde Allah’ın bereketini arttırmasını istiyorsa yemek hazırlandığı ve kaldırıldığı zaman abdest alsın ellerini yıkasın.”Tirmizi 13-Hz. Aişe ra diyor “Nebi sav bir şey yemek istediği zaman ellerini yıkardı.” İbn-i Hacer 14-"Oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız" Ebu Hureyre’den, Ebu Nuaym 15-"Seyahate çıkınız, sıhhat bulursunuz." Taberani E-HASTA ZİYARETİ İLE İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER 1-“Ziyaret için bir hastanın yanına girdiğinizde iyileşeceğini söyleyerek moralini yükseltin, gerçi bu söz hiçbir şeyi önlemez fakat hastanın gönlünü hoş eder.” Tirmizi 2-“Allah Teala kıyamet gününde şöyle buyuracaktır -Ey Ademoğlu! Ben hastalandım, beni ziyaret etmedin.’ -Ya Rabbi, Ben Seni nasıl ziyaret edebilirim ki, Sen âlemlerin Rabbisin!?’ -Bilmiyor musun falan adam hastalandı da sen onu ziyaret etmedin. Eğer onu ziyaret etseydin, Beni onun yanında bulacaktın.’” Müslim 3-Bera ra. Şöyle demiştir “Allah Resulü sav bize yedi şeyi emretti… bunlardan birisi hasta ziyareti’ yapmayı…” Buhari F-İLAÇ TEDAVİSİ VE HEKİMLER İLE İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER 1-“Tedavi olun, ey Allah’ın köleleri. Çünkü Allah yarattığı her bir hastalık için mutlaka şifasını devasını yaratmıştır. Ancak bir hastalık müstesnadır” buyurdular. Bunun üzerine o hastalık nedir? Ey Allah’ın Resûlü dediklerinde; “O İhtiyarlıktır” buyurdu. Tirmizi 2-”Allah hastalığı da şifayı da yarattı ve her dert için bir derman yarattı. Tedavi olunuz. Lakin haramla tedavi olmayınız.” Ebû Davud 3-Bir gün, Resûlullah bir adam tarafından Tedavi için kullandığımız ilâçlar, şifâ isteğiyle okunan dualar ve korunmak için kullandığımız koruyucu şeyler hakkında ne buyurursun? Bunlar Allah'ın kaderinden bir şeyi geri çevirir mi? diye soruldu. Resûlullah sav. şöyle buyurdu “Bunlar da Allah'ın kaderindendir.“ Tirmizi 4-Hz. Peygamber sas kendisine müracaat eden kimselere, ya bir ilaç tavsiye eder, ya da hekime gönderirdi. Mesela; Sa’d b. Ebî Vakkas anlatıyor “Bir gün iyice hastalanmıştım. Resûlullah ziyaretime geldi ve elini göğsümün üzerine koyup; Sen kalp hastası bir adamsın. Sakîf’in kardeşi Haris b. Kele-de’nin yanına git. Çünkü o hastalıklara ilaç yapmakla uğraşan bir kimsedir. Ona söyle Medine’nin Acve hurmasından yedi tane alsın, çekirdekleriyle birlikte dövsün, sonra onları suya koyup sana içirsin’ buyurdu.” Ebu Davud G-HADİS-İ ŞERİFLERDE TAVSİYE EDİLEN TEDAVİ ŞEKİLLERİ Ga-Kan Aldırma Hacamat 1-“Sizin tedavi olduğunuz şeylerde hayırlı olan bir şey varsa o da kan aldırmadır.” İbn-i Mace 2-“Hacamat yaptıran kişi, Allah’ın en iyi kölesidir kuludur. Kanı yeniler, sırtı hafifletir ve gözü aydınlatır.” İbn-i mace 3-"Hacamat, aç karnına daha faydalıdır. Kan aldırmak, aklı, bellek gücünü artırır, hıfzetme kabiliyetini kuvvetlendirir." İbn-i Mace 4- Resûlullah sav, başındaki ağrıdan şikâyet eden bir kişi yoktur ki ona; “Kan aldır.” dememiş olsun… Ebu Davud 5-Resûlullah sav kendisinde bulunan bir ağrıdan ves’ü dolayı kalçasından kan aldırdı. Ebu Davud Ves’ü Kemik ağrısı, kalça ağrısı, romatizma anlamına gelir. 6- Peygamber sav ihramlı iken kendisinde bulunan yarım baş ağrısından dolayı, başından kan aldırdı.’ Buhari Gb-Göze Sürme Çekmek 1-“İsmid denilen sürme’yi gözlerinize çekmeye devam ediniz. Çünkü o, gözü temizleyip görme gücünü arttırır ve kirpikleri besler.” İbn-i Mace 2-Gözü ağrıyan birisine Hz. Peygamber Efendimiz sav. "Sabur ile tedavi et" buyurdu." Müslim Gc-Kına 1- Resûlullah sav.'ın hizmetçisi Selma 'Resûlullah sav., bıçak yarası, taş ve dikenden meydana gelen bir yara olursa o yara üzerine kına koymamı bana emrederdi.' Tirmizi 2-Peygamber sav.'in bir tarafı yaralandığı veya bir tarafında diken battığı zaman o yerin üzerine kına koyardı. İbn-i Mace 3-…Ayaklarındaki ağrıdan sızlanan bir kişi de yoktur ki ona, “Onlara kına yak.” dememiş olsun. Ebu Davud Gd- Su İle Tedavi 1-Esma ra. “Kendisine tedavi yapması için ateşli bir hastalığın hummanın harareti ile muzdarip olan bir kadın getirildiği zaman, hemen suyu hastanın yakası içine dökerdi. Ve arkasından Allah’ın Elçisi sav. nin 2Ateşli hastalığı su ile serinletiniz.’ ifadesini söylerdi.” Buhari 2-“Hummanın şiddeti cehennemin kaynaması gibi dir. Sizler onu su ile serinletiniz.” Müslim 3 - "'Sıtma' hastalığı cehennemin galeyana gelmesi gibi çok şiddetli bir hastalıktır. Su ile soğutarak hastayı rahatlatın." Tirmizi Ge- Yemeğe Sinek Düşerse “Sizden birinizin kabına sinek düştüğü zaman o kişi onun her tarafını batırsın, sonra çıkarıp atsın. Çünkü sineğin iki kanadının birisinde şifa, diğerinde hastalık vardır. “ Buhari H-HADİS-İ ŞERİFLERDE SAĞLIK İÇİN TAVSİYE EDİLEN YİYECEKLER Ha- Ayva 1-Talha rivayet etmiştir Bir gün ben Resûlullah yanına girdim. Elinde ayva vardı. Buyurdu ki “Bunu al ye ey Talha. Çünkü ayva, şüphesiz gönlü rahatlatır." İbn-i Mace Hb- Çörek Otu 1-"Çörek otu ölümden başka her derde devadır." İbn-i Mace Hc- Bal 1-"Şifa üç şeydedir Bal şerbeti içmek, kan aldırmak, ateşle dağlamak. Fakat ümmetimi ateşle dağlamaktan men ederim."Buhari 2-Şu şifalı iki şeye devam ediniz Bal ve Kur'an." İbn-i Mace 3-"Kim her ay üç gün, sabahleyin bir kaşık bal alırsa, o kimsenin başına büyük bir hastalık gelmez." İbn-i Mace 4-Bir adam, Allah'ın Elçisi sav.'e gelip; "-Kardeşimin karnı ağrıyor" dedi. Allah'ın Elçisi sav. "-Kendisine bal şerbeti içir" buyurdu. Adam Ona bal şerbeti içirdikten sonra tekrar geldi ve dedi ki "-Ey Allah'ın Elçisi! Bal şerbeti içirdim, fakat karın ağrısı arttı. Bunun üzerine Allah'ın Elçisisav. "-Tekrar bal şerbeti içir" buyurdu. Adam içirdi. Sonra tekrar gelerek "-Balı içirdim, fakat ağrı geçmedi, arttı " dedi. Bunun üzerine, Peygamber sav. şöyle buyurdu "-Allah'ın sözü doğrudur, kardeşinin karnı yalan söylemiştir. Bal şerbeti içir" dedi. O kimse de, tekrar bal şerbeti içirdi ve kardeşi iyileşti. Buhari 5-“Sinemaki ve sennut bal ve tereyağı, yemeye devam ediniz. Çünkü bu iki şeyde, samdan başka her hastalığa şifa vardır." İbn Mâce Sennut Tereyağı tulumuna konan bal, dereotu. Kimyonun karışımı. Hd-Hurma 1-Allah’ın Elçisi şöyle buyurdu “Mantar, kudret helvası gibi külfetsiz nimetler nevinden bir rızıktır. Suyu da göz hastalığına şifadır. Acve Medine-i Münevvere hurması, cennet meyvelerindendir ve delilik hastalığına şifadır.” İbn-i Mace He-Sinemaki 1-Esma binti Umeys “Allah’ın Elçisi Müshil olarak hangi ilacı kullanıyordun?2 dedi. 2Şübrüm otunu kullanıyorum deyince2, Allah'ın Elçisi sav. O çok şiddetli ishal yapar2 buyurdu. Sonra, Sinameki kullanmaya başladım.’ dedim. Bunun üzerine Eğer bir şey ölüme şifa olsaydı bu 'sinameki otu' olurdu" buyurdular.” İbn-i Mace Hf-Ud-u Hindi Topalak Otu 1-Ümmi Kays “Süt emen oğlumun bademcik hastalığını kendim tedavi etmiştim. Peygamber huzuruna girdiğimde, Allah'ın Elçisi sav. bana şöyle buyurdu; “’Niçin çocuklarınızın boğaz hastalığını, elle sıkıp, acıtarak tedavi etmeye çalışıyorsunuz? Şu ud-u hindiyi kullanmaya devam ediniz. Çünkü bu 'Hind bitkisinde yedi türlü şifa vardır. Zatu'l-Cenb hastalığının ilacı ondadır. O, uzre bademcik iltihabı denilen boğaz hastalığı için buruna çekilir. Zatu'l-Cenb hastalığı için de, su ile hastaya ağızdan verilip içirilir.’" Müslim . Hg- Zeytinyağı 1-“Zeytinyağını yeyiniz ve sürününüz. Çünkü o, mübarek bereketli bir ağacın ürünüdür." Tirmizi, 2- “Zatü’l Cenb hastalığına karşı zeytinyağı’ ile vers’ denilen sarı ve kokulu bir otun’ kullanılmasını tavsiye ederdi.” Tirmizi I-HARAM OLAN YİYECEK, İÇECEKLER 1-“Sekir sarhoşluk veren şeyi içmeyiniz.” Müslim, Nesai, İbn-i Mace 2-"Allah şifanızı sarhoşluk veren şeylerde yaratmamıştır." Ebu Davud, Tirmizi, İbn-i Mace 3-"İçkide şifa yoktur. Darimi 4-"Sarhoşluk veren her içki, haramdır” Buhari, Müslim 5-Resûlullah habis ilaç, yani zehir kullanmayı yasaklamıştır.’ İbn-i Mace 6- ”Gerçekten Allah, hastalığı da şifayı da yarattı ve her dert için bir derman yarattı. Tedavi olunuz. Lakin haramla tedavi olmayınız.” Ebu Davud 7-Resulullah içkiyi ilaç olarak kullanmayı yasakladı… Şöyle buyurdu "Hayır, içki ilaç değildir, bilakis hastalıktır.” Ebu Davud J-HADİS-İ ŞERİFLERDE SAĞLIKLA İLGİLİ DUALAR 1-“Okuyarak tedavi etme usulünün göz değmesinden ve zehirli böceklerin sokmasından başka hiçbir hastalıkta müspet tesiri yoktur.” Ebu Davud 2-“Sizden biriniz kendisine gelen bir sıkıntıdan dolayı ölümü istemesin. Fakat "Ey Allah'ım hayat benim için hayırlı olduğu sürece beni yaşat. Benim için ölüm daha hayırlı olduğu zaman da canımı al" desin. Ebu Davud 3-“Hastalığın, Allah'ın takdiri olmaksızın bulaşıcılığı yoktur, tıyere bir şeyi uğursuz saymak da yoktur. Ben yararlı tefeülü bir şeyi uğurlu saymayı severim.” İbn–i Mace 4-Aişe ra’dan rivayet edilen bir hadiste; Peygamber sav, sağ elini ağrıyan yere sürer, şu duayı okurdu “Ey insanların Rabbi! Sıkıntıyı gider, şifa ver! Şifa veren sensin. Senden başka şifa veren yoktur. Hastanın, tüm hastalıklarını gideren bir şifa ver! 5- “Bir insan, bir hastanın hâlini hatırını sormaya gider veya Allah için sevdiği bir kişiyi ziyâret ederse, ona bir melek şöyle seslenir Sana ne mutlu! Güzel bir yolculuk yaptın. Kendine Cennette barınak hazırladın!»” Tirmizi, İbn-i Mace 6-“Bir hastanın yanına varırsanız, size dua etmesini söyleyin, çünkü onun duası meleklerin duası gibidir.” İbn-i Mace 7-“ …Herhangi bir müslümana, hastalık veya başka bir sıkıntı isabet ederse, Allah sabır göstermesi durumunda onunla ağacın yaprakları dökmesi gibi, kötülüklerini ve günahlarını döker." Buhari, Müslim 8-Resûlullah sav. cinlerin ve insanların nazarından Allah’a sığınır ve dualar okurdu… Muavvizetayn sureleri Nas ve Felak nazil olunca, diğer okuduğu şeyleri bıraktı ve bu iki sureyi okumaya başladı.’ İbn-i Mace Salgın hastalıklar ile igili ayet ve hadisler var mıdır? Peygamber Efendimiz salgın hastalıklarla ilgili ne tavsiye etmiştir? Bulaşıcı hastalıklarla ile ilgili ayet ve hastalıklar hakkında ayet ve hadisler. SALGIN HASTALIKLARLA İLGİLİ AYETLER Nerede Olursanız Olun Ölüm Size Ulaşır Ayeti "Nerede olursanız olun ölüm size ulaşır; sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile." Nisâ sûresi, 78 Âyet-i kerîmenin devamı şöyledir "Kendilerine bir iyilik dokunsa "Bu Allah'tan" derler; başlarına bir kötülük gelince de "Bu senden" derler. "Hepsi Allah'tandır" de. Bu topluma ne oluyor ki, hiç söz anlamaya yanaşmıyorlar." İnsan yıldızlara çıksa, başka gezegenlere gitse, gökdelenlerin en üst katında, en sağlam kalelerde, en lüks saraylarda da olsa ölüm onu her yerde yakalar. Bu sebeple ölümden korkmanın hiçbir anlamı yoktur. Mühim olan, ölüme her an hazır olmak, dünya hayatına bağlanıp kalmamak, üzerimize düşen vazifeleri eksiksiz yerine getirmektir. Bu âyetin iniş sebebi hakkında şöyle bir rivayet vardır Resûl-i Ekrem Efendimiz Medine'ye geldiğinde orada bolluk ve ucuzluk olmuştu. Peygamberimiz insanları İslâm'a davet etmeye başlayınca yahudilerin inadı ve münafıkların nifakı ortaya çıkmış, o sıralarda kıtlık ve pahalılık görülmeye başlamıştı. İşte o zaman yahudi ve münafıklar, "Biz böyle uğursuz adam görmedik. Bu geleli meyvelerimiz azaldı ve fiyatlar arttı, pahalılık çoğaldı" dediler. Bolluğu ve ucuzluğu Allah'a, darlığı ve pahalılığı peygambere isnad ettiler. Bunun üzerine bu âyet nâzil oldu. Cenâb-ı Hak bu gerçeğin iç yüzünü bir başka âyette şöyle açıklar "Biz hangi ülkeye bir peygamber gönderdiysek, ora halkını peygamberlere baş kaldırmalarından ötürü bize yalvarıp yakarsınlar diye mutlaka yoksulluk ve darlıkla sıkmışızdır." Arâf sûresi, 94 Kendi Ellerinizle Kendinizi Tehlikeye Atmayın Ayeti "Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız." Bakara sûresi, 195 Cenâb-ı Hak, Bakara sûresi'nin bundan önceki bir kaç âyetinde Allah yolunda cihadın önemini, zaruretini ve müşriklere karşı takınılacak tavrı açıklar. Bu âyet-i kerîmenin baş tarafında da Allah rızâsı için harcamayı emreder. İnsanın başına gelen musîbetler ve kötülükler, karşılaştığı tehlikeler ve uğradığı sıkıntılar çok kere kendi ihmallerinin ve hatalarının sonucudur. Sadece dünyalık elde etme, para pul peşinde koşma, sıkıntılara göğüs germeme ve rahatına düşkün olma, insanları ve toplumları esaret ve mahkûmiyete sürükler. İşte bu âkibet aklı başında ve hürriyetine düşkün bir insan için en büyük tehlikedir. Müfessirler, Allah yolunda cihaddan ve cephede çarpışmaktan, Allah'ın rızâsı uğrunda mal harcamaktan kaçınmanın büyük bir tehlike olduğunu hatırlatmış olması bu âyetin nüzul sebebidir, derler. Bir hadiste, elleriyle kendini tehlikeye atmanın, günah işlemek suretiyle Allah'ın af ve mağfiretinden ümidini kesmek anlamına geldiği beyan buyurulmuştur. Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, X, 45. Düşman karşısında bilinçsizce harbe atılmak, kazanma şansı olmayan ve ölümü açıkça davet eden bâdirelere girmek de kendi elleriyle kendini tehlikeye atmanın bir başka çeşidi kabul edilir. Bu çeşit tedbirsizlikler yasaklanmıştır. Âhiretteki cezasını bile bile günah işlemek, günahta ısrar etmek, haramlara dalmak da kendi eliyle kendini tehlikeye atmaktan başka bir şekilde açıklanamaz. SALGIN HASTALIKLARLA İLGİLİ HADİSLER Bir Yerde Vebâ Olduğunu Duyarsanız Oraya Girmeyin Hadisi İbni Abbâs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre, Ömer İbni Hattâb radıyallahu anh Şam'a doğru yola çıktı. Serg denilen yere varınca, kendisini orduların başkomutanı Ebû Ubeyde İbni Cerrâh ile komuta kademesindeki arkadaşları karşıladı ve Şam'da vebâ hastalığı başgösterdiğini ona haber verdiler. İbni Abbâs'ın dediğine göre, Hz. Ömer ona – Bana ilk muhacirleri çağır, dedi; ben de onları çağırdım. Ömer, onlarla istişare etti ve Şam'da vebâ salgını bulunduğunu kendilerine bildirdi. Onlar, nasıl hareket edilmesi gerektiğinde ihtilaf ettiler. Bazıları – Sen belirli bir iş için yola çıktın; geri dönmeni uygun bulmuyoruz, dediler. Bazıları da – Halkın kalanı ve Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in ashabı senin yanındadır. Onları bu vebânın üstüne sevketmenizi uygun görmüyoruz, dediler. Bunun üzerine Hz. Ömer – Yanımdan uzaklaşınız, dedi. Daha sonra – Bana ensarı çağır, dedi; ben de onları çağırdım. Fakat onlar da muhacirler gibi ihtilâfa düştüler. Hz. Ömer – Siz de yanımdan gidiniz, dedi. Sonra – Bana Mekke'nin fethinden önce Medine'ye hicret etmiş olan ve burada bulunan Kureyş muhacirlerinin yaşlılarını çağır, dedi. Ben onları çağırdım; onlardan iki kişi bile ihtilaf etmedi ve – Halkı geri döndürmeni ve bu vebânın üzerine onları götürmemeni uygun görüyoruz, dediler. Bunun üzerine Hz. Ömer insanlara seslendi ve – Ben sabahleyin hayvanın sırtındayım, siz de binin, dedi. Ebû Ubeyde İbni Cerrâh radıyallahu anh – Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun? dedi. Hz. Ömer – Keşke bunu senden başkası söyleseydi ey Ebû Ubeyde! dedi. Ömer, Ebû Ubeyde'ye muhalefet etmek istemezdi. Sözüne şöyle devam etti – Evet Allah'ın kaderinden yine Allah'ın kaderine kaçıyoruz. Ne dersin, senin develerin olsa da iki tarafı olan bir vadiye inseler, bir taraf verimli diğer taraf çorak olsa, verimli yerde otlatsan Allah'ın kaderiyle otlatmış; çorak yerde otlatsan yine Allah'ın kaderiyle otlatmış olmaz mıydın? İbni Abbâs der ki – O sırada, birtakım ihtiyaçlarını karşılamak için ortalarda görünmeyen Abdurrahman İbni Avf radıyallahu anh geldi ve – Bu hususta bende bilgi var; Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i "Bir yerde vebâ olduğunu işittiğinizde oraya girmeyiniz. Bir yerde vebâ ortaya çıkar, siz de orada bulunursanız, hastalıktan kaçarak oradan dışarı çıkmayınız" buyururken işitmiştim, dedi. Bunun üzerine Ömer radıyallahu anh Allah'a hamd etti ve oradan ayrılıp yola koyuldu. Buhârî, Tıb 30; Müslim, Selâm 98 Bir Yerde Bulaşıcı Hastalık Ortaya Çıktığını Duyduğunuz Zaman Oraya Girmeyiniz Üsâme radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu "Bir yerde bulaşıcı hastalık ortaya çıktığını duyduğunuz zaman oraya girmeyiniz. Bulunduğunuz yerde bulaşıcı bir hastalık ortaya çıkarsa, oradan da çıkmayınız." Buhârî, Tıb 30; Müslim, Selâm 100 Hadisleri Nasıl Anlamalıyız? Vebâ ve tâun, bir hastalık adı olarak kullanılırsa da, bütün bulaşıcı hastalıkları kapsayıcı bir mâna genişliğine sahip oldukları için, çoğu kere bu ikinci anlamıyla kullanılmışlardır. İbni Esîr, tâunu tarif ederken, "Havayı, mizâcı, bedeni ifsad eden umûmî bir hastalıktır" der. Bu sebeple tâun denilen bulaşıcı hastalıklara yakalananların sadece elbise ve eşyalarından, onlarla temastan değil, aynı zamanda nefeslerinden de sakınmak gerekir. Hz. Ömer'in Şam yolculuğu hicretin 17 veya 18. senesindedir. Bu yolculuğun gayesi, halkın genel durumunu, yönetenlerle yönetilenlerin uyum içinde olup olmadıklarını teftiş etmekti. Daha önce 16 senesinde, Hz. Ebû Ubeyde Beyt-i Makdis'i kuşattığı zaman da teftişe çıkmış, Kudüslüler sulh anlaşmasını Hz. Ömer'le yapmışlardı. Serg, Şam'dan Hicaz'a giden yol üzerinde bir kasabanın adıdır. Ebû Ubeyde'nin orayı fethettiği söylenir. Ebû Ubeyde, Şam orduları genel komutanı idi. Bu görev daha önce Hz. Ebû Bekir'in hilafet yıllarında Hâlid İbni Velîd'e verilmişti. Hz. Ömer onun yerine Ebû Ubeyde'yi getirdi; Hâlid'i de onun emrine verdi. Onun diğer komutan arkadaşları Hâlid İbni Velîd, Yezîd İbni Ebû Süfyân, Şürahbil İbni Hasene ve Amr İbni Âs'dır. Şam, bu günkü Suriye, Filistin, Ürdün ve Irak'ın bir bölümünü kapsayan geniş bir bölgenin adıdır. Serg kasabasında Hz. Ömer'e haber verilen vebâ, İslâm devletinde ortaya çıkan ilk yaygın bulaşıcı hastalık kabul edilir. Kaynaklar, Şam topraklarında bu hastalıktan otuz bin kişinin öldüğünü kaydederler. Hz. Ömer'in vardığı sıralarda bu ölüm olaylarının yaygın olarak devam ettiği bilinmektedir. Onun bu topraklara girip girmeme konusundaki tereddüdünün sebebi de budur. Hz. Ömer, bireyler ve toplum açısından herkesi ilgilendiren bir konuda karar vermek için Kur'an ve Sünnet'in temel prensibini uygulamıştır. Ashâb-ı kirâm ile istişare etmiş ve onların her seviyedeki gruplarını ayrı ayrı huzuruna dâvet ederek kendileriyle konuşup tartışmıştır. Neticede sahâbe çoğunluğunun geriye dönme arzusunda olduklarını tesbit etmiş, bunun tedbire uygun olduğunu düşünmüş, kendi ictihadı da aynı yönde olduğu için kararını bu doğrultuda vermiştir. Abdurrahman İbni Avf'ın naklettiği hadis üzerine Hz. Ömer'in Allah'a hamdetmesinin sebebi, kendi ictihadının Resûl-i Ekrem Efendimiz'in sünnetine uygun düşmesinden dolayıdır. Çünkü Hz. Ömer'in Peygamber Efendimiz'in sünnetine uygun düşmeyen ictihadlarından derhal vazgeçtiği bilinen gerçeklerden idi. Halife Ömer'in Ebû Ubeyde'nin "Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun?" sözüne hayıflanması, bunca ilim ve fazilete sahip bir kişiden böyle bir tavır beklememesinden dolayıdır. Ona verdiği cevap ise son derece açık bir kıyas olup, geri dönmenin kaderi değiştirmek anlamına gelmediğini, fakat ihtiyatla hareket etmenin Allah'ın emri olduğunu ortaya koyar. Çünkü bir insan zarar veren, helâk eden her şeyden kaçınmak zorundadır. Buna rağmen her şey Allah'ın kaza ve kaderi ile olur. Fakat insan tedbir almazsa Allah katında sorumlu olur. Dönmek veya dönmemek de Allah'ın kaderine dahildir. Binaenaleyh bir insanın bütün hareketleri kader çerçevesinde cereyan eder; fakat bu, tedbirden yüz çevirmek ve ihtiyatı elden bırakmak anlamına gelmez. Hadislerden Öğrendiklerimiz Bulaşıcı hastalık olan bir yere girmemek, böyle bir hastalığın ortaya çıktığı yerden de hastalıktan kaçarak çıkmamak gerekir. Bu dinimizin koruyucu hekimlik konusundaki önemli kurallarından biridir. Günümüz tıbbında buna karantina denilmektedir. Sorumluluk duygusuna sahip bir yönetici, halkın durumunu yerinde görmek, yönetenlerle yönetilenlerin arasının nasıl olduğunu öğrenmek için ülkesini teftişe çıkabilir. Halkın ve görevlilerin yöneticileri karşılamaya çıkması ve onlara memlekette olup bitenleri haber vermesi, memleketin selâmeti açısından önemli bir görevdir. Ülkeyi ve orada yaşayan insanları ilgilendiren olaylar konusunda ilim ehli ve sorumluluk hissi taşıyan insanlarla istişarelerde bulunmak müstehaptır. Kıyas yapmak ve neticede onunla amel etmek câizdir. Fertlerin ve toplumun helâkine sebep olacak şeylerden kaçınmak ve bu yönde gerekli tedbirleri almak yöneticilerin görevlerinden biridir. Haber-i vâhid dediğimiz, bir kişinin diğer bir kişiden rivayet ettiği haberle amel etmek câiz ve makbuldür. Kaynak Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları İslam ve İhsan

sağlık ile ilgili ayet ve hadis